Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, hazırladığı raporla belki de son yılların en önemli siyasi belgesine imza attı.
Darbelerle ilişkili onlarca insanı dinleyip kayıt altına aldığı gibi karanlık tarihimizin kapısını aralayacak bir anahtarı da sundu. Bu ülkede "dokunulmazların dokunulmazı" sayılan Özel Harp Dairesi'ni işaret etti...
Ve çok çarpıcı bir tespite yer verdi: "Sayıları 100 binlerle ifade edilen sivil unsurlar" var.
Soğuk savaş döneminde Sovyetler'e karşı yeraltı savaşı vermeleri için örgütlenen bu sivil unsurların nasıl kullanıldığını ne yazık ki bu ülkede başbakanlar dahil kimse bilmiyordu.
Tam da bu nedenle 1950'den bu yana meydana gelen karanlık olayları kimin yaptığı ortaya çıkartılamadı.
İşte birkaç örnek: 1955'teki 6-7 Eylül olayları, 23 Eylül 1969'da Taylan Özgür'ün öldürülmesi, 13 Nisan 1970'te tabip yedek subay Necdet Güçlü'nün öldürülmesi, 27 Kasım 1970'te Kültür Sarayı'nın yakılması, 16 Mart Katliamı ve Mehmet Ali Ağca'nın askeri cezaevinden kaçırılması...
Yakın tarih için de durum farklı değil. 90'ların başında art arda Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı gibi laik aydınların, "Ölüm Üçgeni' denilen Adapazarı-Bolu-Sapanca bölgesinde öldürülen Kürt işadamlarının, Hulusi Sayın, Bahtiyar Aydın gibi çok sayıda komutanın öldürülmeleri de çözülemedi.
Bir ülkede bu kadar karanlık olay çözümsüz kalabilir mi?
En ilginci ve somut olanı da rahmetli Ecevit ve Özal'a düzenlenen suikastlar. Her iki başbakan da o adresi buldu ama üzerine gidemediler. Bugün geldiğimiz nokta bu açıdan da çok değerli... Şimdi bu ülkede darbeciler ve darbe girişiminde bulunanlar yargılanıyor, Meclis darbecilerin ve darbelere destek verenlerin ifadelerini kayıt altına alıyor ve darbelerin olmaması için yapılması gerekenleri tartışıyor.
Şimdi sıra o raporda dile getirilen Özel Harp Dairesi'nin karıştığı iddia edilen geçmiş olayların üzerine gitmekte...
Sadece o mu? Son birkaç yılı hatırlayın. Hatay Dörtyol'da, İnegöl'de iç savaş provaları denenmedi mi? Kimdi bunlar? O yüz binlerle ifade edilen sivil unsurlar mı?
Bu konuda sadece Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast şüphesiyle 2009 sonunda soruşturma açılmış, bir hâkim, Ankara'da Özel Harp Dairesi'ne (ÖHD) bağlı Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki "Kozmik oda"da arama yapmıştı o kadar...
Sonrasını bilmiyoruz.