Bir süredir ilginç bir adam Danıştay cinayeti eksenli çok sarsıcı açıklamalar yapıyor. Cinayetin işleneceğini önceden bildiğini ve etkili isimlere bu bilgiyi ilettiğini söylüyor.
Önceki akşam Beyaz TV'de Latif Şimşek'in Rasim Ozan Kütahyalı ve Ümit Zileli ile birlikte yaptığı Dinamit programında izledim.
90'lı yıllarda zaman zaman ortaya çıkıp insanı dehşete düşüren itirafçılara benzettim. Söyledikleri akla yatkın ama söyleyiş biçimi ve çok şeyi bir arada söylemesi insanı şüpheye düşürüyor.
Bu gerçeğe rağmen öyle şeyler söylüyor ki, ciddiye almamak mümkün değil. Her şeyi de isim, yer ve zaman göstererek anlatıyor. Zaten öyle olduğu için sanıyorum polis 17 saat ifadesini almış...
Adı Muzaffer Ergin...
Aslında Ergin, 2006'dan beri medyanın gündeminde. O günden beri söylediklerini birçok gazeteci dinlemiş ama kendi istediği doğrultuda kullanmış.
Peki, ne söylemiş derseniz, birkaç ipucu verelim.
Ergin, Danıştay cinayetinin bir avukat tarafından işleneceğini Demirel ailesinden öğrendiğini ileri sürüyor. Hacı Ali Demirel'in çok yakınında olduğu için bunları öğrendiğini söyleyen Ergin, eski Cumhurbaşkanı Demirel'in kendisini dönemin Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'ya gönderdiğini de ileri sürüyor.
Amaç da o dönemde gündemde olan İsmailağa Cemaati ile AK Parti arasında bir bağ kurup kapatma davasına malzeme yaratmak. Aralarındaki telefon görüşmelerinin kayıtlarından söz ediyor. Aslında araştırılsa dava dosyasında dilekçesinin olup olmadığı da görülür.
Olayın bir yanında da CHP var. Muzaffer Ergin, hem İsmailağa cemaatiyle hem de Danıştay saldırısının olacağına dair bilgiyi CHP'ye de iletiyor. Burada da ilginç isimler geçiyor. İddiaya göre dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ergin'le görüşmek üzere Kemal Kılıçdaroğlu'nu görevlendiriyor.
Kılıçdaoğlu da o görüşmeye milletvekili İzzet Çetin'le gidiyor. Çünkü bağlantıyı kuran Çetin'in yeğini İlker Akmaner...
Bir başka şoke edici iddiası da Yeşil'le ilgili... Hacı Ali Demirel'in havuzunda Yeşil'in bir Kürt işadamını boğarak öldürdüğünü söylüyor.
Dinledikçe insan dehşete düşüyor. Yüzde biri bile doğru olsa siyaseti derinden sarsar. İnsanı şüpheye düşüren bu iddialar nedeniyle programın moderatörü Latif Şimşek'i aradım.
Ergin'in açıklamalarına temkinli yaklaştığını söyleyen Şimşek, ortaya atılan iddiaların da yabana atılmayacağını belirtiyor:
"Ortada birçok isimle ilgili önemli iddialar var. Hatta CHP'yle ilgili kısmı için CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'i arayıp, 'Görüşme olmamışsa biz bu konuya hiç girmeyiz" dedim ama bir hafta geçmesine rağmen ses çıkmadı. Aynı şekilde Demirel'den de Abdurrahman Yalçınkaya'dan da bir açıklama gelmedi. Bu durumda 'sükut ikrardan gelir' sözünü düşünmeden edemiyor insan."
Ergin'i televizyonda dinleyince Tuncay Güney'i hatırladım... Söylediklerinin yüzde 70'i doğru olmasına rağmen Güney'i belli bir kesim "meczup" olarak niteleyip işi sulandırmaya çalıştı. Ama Ergenekon Terör Örgütü iddiasıyla açılan davanın seyri birçok gerçeği ortaya çıkardı.
Her ihtimalde Ergin'in söyledikleri ciddiye alınıp bir sonuca ulaştırılmalı... Söylenenlerin hedefinde bu ülkenin eski cumhurbaşkanı ve ana muhalefet partisinin başkanı var. Onlara yönelik iftira veya gerçek, sonuç hangisi olursa olsun dehşet verici... Bu konu sessizce geçiştirilemez.