Van ve Erciş'teki 7.2 büyüklüğündeki depremde yaşamını kaybedenlerin kimliğine bakıldığında bir Türkiye fotoğrafı çıkıyor.
Türkiye toplumunun her parçasını orada görmek mümkün…
Ama soğuk savaş dönemi anlayışıyla oraya bakanlar hâlâ kafalarındaki kalıpları aşamıyor. Hala etnik kimlikler üzerinden meseleye bakıyor ve bilinçli bir şekilde ya o kimliği küçümsüyor ya da kimliğe lütufta bulunulmuş gibi davranıyor. Bu yüzden de çağın gerisinde kalan siyasetle, medya ortak değerler yerine ayrılık noktalarına vurgu yapıyor. Televizyonlardaki Van ve Erciş görüntüleri bu bilincin bir ürünü ve bir algı yaratmayı hedefliyor. Bu yüzden kameralar daha çok yardım kamyonlarını "talan" eden, "eğitimsiz ve kural" bilmeyen kalabalıklara çevriliyor. Ve sanki bütün Van o kalabalıklardan ibaret olarak sunuluyor.
"Japonya'da hiç böyle görüntüler görmedik" yaklaşımı da bu zihniyetin bir uzantısı… Bir anlamda Kürt kimliğiyle bu görüntüler arasında bağ kurularak farklı bir mesaj verilmek isteniyor.
Gerçeğin bununla bir ilgisi yok. İki gün dolaştığım Van ve Erciş'te Türkiye gerçeğinden farklı bir manzara görmedim. Saatlerce kuyrukta bekleyen Ercişlinin tepkisi aslında çok daha naifti. Bunda belki de hafızasından silemediği o ceberut devlet korkusunun etkisi de var. Ama ne olursa olsun, sonuçta Van'la Afyon arasında derin farklar arayanların asıl derdi, içlerine sinmiş ırkçılığı açığa çıkartmak…