Yaz tatiline rastlayan bu uzun bayramda İstanbul yine sakindi. Trafik sıkışıklığı yoktu. Sadece Sultanahmet kalabalıktı. Bu tatili fırsat bilip bir kez daha Ayasofya ve Arkeoloji Müzesi'ni gezdim. İki müze de tıklım tıklımdı. Yabancılar çoğunluktaydı ama yerli turistler de az değildi. İstanbullu artık İstanbul'u geziyor ve keşfediyor.
O bölgeyi dolaşırken Çelik Gülersoy'u bir kez daha rahmetle andım. Bölgeye ne çok şey kazandırmış... Tarihle iç içe yaşama duygusu veren Ayasofya Konakları Oteli, dünya mutfağının sunulduğu, sadece mum ışığında ve piyano eşliğinde yemeklerin yendiği o tarihi Sarnıç restoranı... Aslında her yanından tarih akan o çevredeki her şey güzel. Ama hâlâ dökülen ve bakımsız mekanlar var.
Yeni Turing Başkanı Başaran Ulusoy'dan Gülersoy'un bıraktığı yerden başlayıp, yeni eserleri İstanbul'a kazandırmasını bekliyorum. Ayrıca bölgenin yayalaşmasını ve keşmekeşlikten kurtarılmasını sağlayan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'i de kutluyorum. Ama o bölgede daha yapılacak çok iş var. Başta da yürümeyi zorlaştıran Arnavut kaldırımlarının yürüyüşe daha uygun hale getirilmesi geliyor... İstanbul'un o derin geçmişi açığa çıktıkça geleceği daha parlak olacak.