Demokratik bir çözüm bulup, şiddeti devreden çıkarmadığımız için Kürt sorunun yarattığı diğer sorunları göremiyoruz. Oysa 30 yıllık şiddet sadece insanlarımızı yok etmedi, aynı zamanda derin iz bırakan farklı sorunlara da yol açtı.
Koruculuk sisteminin nasıl sorunlar yarattığını gelecekte çok daha net göreceğiz.
Basit bir örneğini 30 yıl sonra Türkiye'ye dönen Urfa'nın önemli aşiretlerinden birinin lideri Mehmet Milli yaşıyor. Siverek'in Tutumlu köyünde aşiretiyle birlikte yaşayan Milli, 1980'de siyasi nedenlerle köyünü terk etmiş bir aşiret lideri. Türkiye'ye dönemediği için köyünü ve köylüleri himaye etsin diye 1989'da Romanya'da buluştuğu Sedat Bucak'a emanet etmişti.
Ama çok değil, 4 yıl sonra işler değişecekti. Bucak ailesi korucu olmuş Tutumlu köylülerini de korucu yapmak için zorlamaya başlamıştı. Ancak köylüler ne koruculuğu ne de zorlamayı kabul etmedi ve köyü terk ettiler. Böylece 20 bin dönüm araziyi Bucak'ın köye yerleştirdiği korucular kullanmaya başladı. Hatta küçük bir bölümünü de satın aldılar.
Bu durum 2010'a kadar sürdü. O yıl aşiretin lideri Mehmet Milli Türkiye'ye döndü ve gidip tapulu arazilerini geri istedi. Ancak elinde silahı olan devletin korucuları devletin tapusuna rağmen köyü geri vermedi. Devlete başvurmak, Urfa valisine, Siverek Kaymakamı'na gitmek de sonucu değiştirmedi. Böyle şey olur mu demeyin. Bu gerçek şu anda devletin gözü önünde Siverek'te yaşanıyor. Peki çözüm?
Merak ediyorum, Urfa'da devlet, vatandaşa sahip çıkıp bir çözüm üretecek mi?