Kürt meselesinin çözümünde, Kürt siyasetinin aktörlerine de önemli görev düşüyor. Son günlerde tartışılan ve gerilim yaratan Silvan saldırısı da, "demokratik özerklik" ilanı da Kürt siyasetinin belli kesimlerinde çözüm önerileri olarak görülse de Türkiye kamuoyunda tam tersi olarak algılanıyor. Alkan, bu ters algıyı şöyle özetliyor: "Kürtleri, çözüme doğru yaklaştırır gibi görünen eylemler, Türk tarafını çözüm noktasından uzaklaştırıyor."
Deneyimli bir siyasetçi Kürt siyasetindeki bu paradoksun yeni anayasa yapma sürecini sabote ettiğini belirterek şöyle diyor:
"Bırakın Türkiye toplumunu Kürt toplumunun da iradesi yok bu demokratik özerklik yaklaşımında. Demokratik ve çoğulcu değil. Bu çok açık biçimde Diyarbakır'da Küçük Ankara yaratmaktır. Ankara'daki bürokratik vesayetçi yapı küçültülerek Diyarbakır'a taşınmak isteniyor. Türklerin de Kürtlerin de ihtiyacı bu değil. İşin gelip dayandığı nokta yeni anayasadır. Bu fırsatı Kürt siyasetinin heba etmemesi gerekiyor."