Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

CHP'de 'ulusalcı- değişimci' kavgası

Son günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu zora sokan açıklamaların art arda gelmesi herkesi şaşırttı.
Acaba ne oluyor?
Aslında Kılıçdaroğlu durumdan pek şikâyetçi değil. Başta o olmak üzere CHP yönetimi "Hangi CHP"nin halktan oy olacağını kestiremiyor.
Bu nedenle hiçbir şey göründüğü gibi değil. Bu çıkışlar "düzeltme" yese de CHP'nin arayışına, hangi yöne gideceğine ışık tutuyor. Bu da iki siyasi isim üzerinden yürüyor: Sezgin Tanrıkulu ve Süheyl Batum.
Batum, daha çok "ulusalcı" kesimlerin taleplerini dile getiriyor. Tanrıkulu ise "Hakikat Komisyonu" önerisiyle CHP'nin de kirli tarihle yüzleşmesini talep eden sosyal demokratları, "öteki"leri temsil ediyor. Doğrusu bu durum, ne parti içinden "zıt" seslerin çoğaldığını gösterir, ne de siyasi partilerdeki "çok seslilik" anlamına gelir.
Bu bir arayış... Bir anlamda siyasetin "test" süreci... Birçok alanda da sürüyor. Prof. Dr. Binnaz Toprak'ın çift dille eğitim talebini dile getirmesi ve küresel krizi AK Parti hükümetinin iyi yönettiğini söylemesi alışılagelmiş değerlendirmeleri sarsıyor. Aynı şeyi dini konulara ve muhafazakârlara yaklaşımda Dr. Muhammet Çakmak yapıyor.
Burada önemli olan CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun tavrı... Kılıçdaroğlu, Batum'un Ergenekon tutuklularına ilişkin söylediklerine mesafe koyarken, diğer açıklamalara daha sıcak yaklaşıyor. Bu şimdilik bir işaret... Ancak bu iş uzar ve net bir politikaya dönüşmezse ayrışma da gündeme gelebilir.
Bunun için CHP'nin yeni politikalara ihtiyacı var. Ancak CHP'de henüz "Yeni politikalar" hayat bulmuş değil. Bu yüzden toplumla buluşmakta, siyaset üretmekte zorlanıyor.
Zorlanıyor çünkü eski ve yeni CHP'liler de biliyor ki, "Yeni politikalara" CHP genetiği ve son 8 yılda yaratılan kentli kitle soğuk. O kitle CHP'yi esir almış durumda. Politika değişikliğiyle o kitlenin MHP'ye kaçacağı korkusu yaşanıyor.
Tam da bu nedenle yeni isimlerin CHP'ye taşımak istediği politikalara da geçit verilmiyor. Tabii şu kaygı da var, yeni isimlerin ne kadar yeni oy getireceğini de kimse kestiremiyor. Aylar önce açıklanan Kürt raporunun rafa kalkması, Prof. Dr. Sencer Ayata'nın türban meselesine "sosyolojik" yaklaşım getireceğini söyleyip getirememesi başka nasıl açıklanabilir...
Şimdi bir o tarafa bir bu tarafa hoş gelebilecek çıkışlarla "idare-i maslahatçılık" yapılıyor.
Bu politikanın arkasında bir "CHP aklı" olduğunu da sanmıyorum.
Ve görünen o ki, bu durum CHP'yi derin bir hesaplaşmaya sürükleyecek.
Bir yanda değişimi ve "ötekileri" temsil eden Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu ve Muhammet Çakmak gibi isimler, öte yanda, Süheyl Batum'un temsil ettiği eski CHP ve ulusalcı kesim...
Aslında bu mücadele parti dışında da sürüyor. Günlerdir Yalçın Küçük, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'e yönelik ağır suçlamalar yapıyor. Kim bilir belki de randevu istediği Kılıçdaroğlu ile buluştuğunda ikide bir diline doladığı "Fethullahçı Gürsel Tekin"i de uzun uzun anlatır.
Kısaca CHP, eskisinden daha çok kaynıyor. Bu kaynamadan bir sentez çıkarma hayali kuruluyor ama bir "ayrılık" çıkma ihtimali daha yüksek. Bu ayrılık, seçim sürecinde ikinci plana atılsa da seçim sonrası kaçınılmaz olacak.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA