Ankara'da CHP kulisleri son yılların en "merak uyandıran" kurultayına hazırlanıyor. Bunun nedeni de sadece Baykal ve Sav'ın ne yapacakları değil, Kılıçdaroğlu'nun nasıl bir parti yönetimi oluşturacağı. Bu önemli, çünkü partide bir kopma yaşanıp yaşanmayacağını Parti Meclisi fotoğrafı belirleyecek. Dışarıdan bakınca Baykal ve ekibi için böyle bir ihtimalden söz ediliyor.
Daha önce DSP formülünü yazmıştım. Ancak parti içinden bakınca bu ihtimal zayıf görünüyor. Seçimlere kısa bir süre var ve herkes kendi derdine düşmüş durumda. En temel soru da; "Benim durumum ne olacak?"
İşte bu nedenle şu an CHP'de bir kopma ve blok liste sorunu yok. Sorun blok listede yer alacak isimlerin mevcut CHP'yle "Yeni CHP" arasında bir denge kurup kurmayacağında. Kılıçdaroğlu ve ekibi buna çaba harcıyor. Yeni Parti Meclisi'nde Baykal ve Sav'a yakın isimler de olacak, Milletvekilleri, il başkanları ve mevcut Parti Meclisi üyeleri de dikkate alınacak.
Tabii yeni isimler de. Bu isimlerin başında Sezgin Tanrıkulu, Uğur Ziyal, Sena Kaleli, Dr. Muhammet Çakmak ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Gülseren Onanç geliyor. Ama mesela Oktay Ekşi yok. Bir CHP'li, Ekşi'nin yaşını kastederek şöyle diyordu: "O zaman Önder Sav'ın suçu ne?"
Anlaşılan Kemal Kılıçdaroğlu eskiyle yeni arasında bir sentez oluşturacak. Bu noktada en çok merak edilen, "Listede Kılıçdaroğlu imzası olacak mı?" sorusuydu. Sorunun nedeni de Gürsel Tekin faktörüydü. Ben de bunu açık açık Tekin'e yakın bir isme sordum. Cevabı netti:
"Gürsel Bey, yeni bir Önder Sav olmayacak. Bundan emin olabilirsiniz."
Peki, Kılıçdaroğlu bu dengeyi nasıl kuracak? Bazı isimler var ki hem bir ekibin içinde hem de CHP geleneğini temsil ediyor. İşte bu isimlerin parti meclisine girmelerine kesin gözüyle bakılıyor. Örneğin Baykal'a yakın olarak bilinen Faik Öztrak ve Bihlun Tamaylıgil. Aynı şekilde Önder Sav'a yakınlığıyla bilinen Tekin Bingöl ve Gökhan Günaydın böyle nitelenebilir.
Bu noktada CHP'ye dönüşü ve CHP'nin çeşitleneceğini simgeleyen eski CHP'liler, sendika başkanları ve sivil toplum liderleriyle ilişkinin nasıl kurulacağı da merak ediliyor. Bu konuda eski isimlerden çok sivil toplum örgütlerinin ön planda tutulacağı söyleniyor. Anlaşılan "Yeni CHP", yenisi az, eskisi çok bir geçiş dönemi CHP'si olacak. Asıl değişim ise 2011 seçimleri sonrası yaşanacak.