Eğercumhuriyet, cumhurun yani halk iradesinin hakim olduğu bir rejimse, bizim cumhuriyetin ve kurumlarının halka saygısı olmadığı çok açık. Bu gerçek bir kez daha ortaya çıktı. Baksanıza Anayasa'ya göre Başkomutan olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir davet veriyor ama o davete başkomutanı olduğu ordu yönetimi katılmıyor.
Demokratik cumhuriyetseniz bu olamaz, diktatörlükle idare ediliyorsanız bu hiç olmaz. Dahası hayatın içinde de bu olmaz.
Diyelim ki bir kurumda veya bir işyerinde yöneticisiniz. Sizi, bağlı olduğunuz kurum veya patron davet ediyor ama siz gitmiyorsunuz… Ya da bir parti başkanısınız ve davet ettiğiniz birim yöneticileri sizin davetinize katılmıyor. Kim kabul edebilir bunu?
Gerekçe belli, Cumhurbaşkanı eşinin kıyafeti… Koca ordu yönetiminin neyle uğraştığına bakıp üzülmemek elde değil.
Bu çok açık biçimde bir kalkışmadır. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, haklı olarak "Emre itaatsizlik" olarak niteliyor. Doğrusu ben de merak ediyorum, yarın Cumhurbaşkanı başkomutan sıfatıyla bir emir verse bu emrin gereği yapılmayacak mı?
Ortada söz konusu olan kişisel bir davet de değil. Cumhuriyetin 87'nci yılı kutlanıyor ve siz de o cumhuriyetin önemli bir kurumusunuz…
Peki, hangi gerekçeyle o davete gitmediniz? Bunu kamuoyuna açıklamak zorundasınız?
Kara Kuvvetleri Komutanlığı döneminde sessizliğiyle dikkat çeken Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'le yeni bir dönemin başlayacağını umuyordum. Yanılmışım… Karşımızda değişmeyen bir bürokrasi kafası var ve o kafa değişmedikçe cumhuriyetin demokrasiyle buluşma ihtimali de yok.
Yıllardır hiçbir sorunumuzu neden çözemediğimiz daha iyi anlaşılıyor.