Türkiye'de CHP'nin kendini hapsettiği "laik-ulusalcı" eksen nedeniyle şu soru hep gündemde; "Bu ülkede sol parti var mı?"
Gerçi "sol parti olsa da kitle tabanı bulamaz" diyenler de var ama gerçek bir sol parti olmadığı için bu tezin ne kadar doğru olup olmadığı da bilinmiyor.
Belki de ilk kez 12 Eylül referandumuyla bu kapıyı aralayan bir parti var; Eşitlik ve Demokrasi Partisi...
Eski Çalışma Bakanı Ziya Halis'in genel başkanlığını yaptığı EDP, referandumda "evet" diyerek statükocu solla arasına kesin mesafe koydu. Koydu ama ciddi tepki de aldı. Bir süre önce EDP Genel Başkanı Halis ve Genel Başkan Yardımcısı Hasan Doğan'la bir araya geldik.
Karşımızda mevcutlarla kıyaslanmayacak toplumla kucaklaşmayı beceren, Türkiye'nin temel sorunlarına çözüm üreten yeni bir sol anlayışın temsilcileri vardı. Önümüzdeki günlerde toplumun kanaat önderleriyle bir araya geleceklerini söyleyen Halis, yeni sol anlayışı toplumla buluşturmanın kolay bir süreç olmadığını şöyle anlatıyordu:
"Türkiye'de sol denilince akla daha çok sırtını statükoya dayamış, çatışmacı muhalefet yapan CHP, DSP çizgisi geliyor. Onların dışındaki sol da pek farklı değil. Bize düşen görev bu algıyı değiştirmek... Kolay değil. İşe 2010'da kendimizi sorgulayarak ve yeniden yapılandırarak başladık."
'Kitle partisi yolunu açtık'
Bu tespiti yapan Halis, 8 yıllık AK Parti iktidarında CHP ve DSP'nin girdiği her seçimi kaybettiğini dile getiriyordu:
"Ben 40-50 yıldır sol siyasetin içindeyim. Bu partiler sol adına yola çıkmalarına rağmen daha önceki seçimleri bir yana bırakın, son 8 yılda girdikleri her seçimi kaybettiler. Ve kendilerini hiç sorgulamadılar. Artık yenilgiyi kabul edip geri çekilmeleri gerekiyor."
EDP lideri Halis'e yola çıkarken "Alevi Partisi" diye adlandırılmalarını hatırlatıp soruyorum; "Önce Alevi partisi olduğunuz söylendi sonra devreye Kılıçdaroğlu girince bir kısım Alevi partinizden ayrıldı. Referandum sürecinde de Alevi dernekleriyle ciddi bir yol ayrımı yaşadınız. Hatta bir kısım dernek başkanını 'tekke baronları' olarak suçladınız. Bu Alevilerden bir kopuş muydu?"
Halis şöyle diyor:
"Biz kitle partisi olmak için yolu açıktık. Her toplumsal kesimin içinde yer alacağı demokrat bir partiyiz. Alevilerle ilgili ortada yanlış bir durum var. Biz referandumda evet kararı aldığımızda, birçok Alevi derneği karşı çıktı. 'Hayır' diyoruz dediler. Hatta İstanbul'da Hubyar Sultan Tekkesi'nin dernek başkanı Ali Kenanoğlu referandum sonrası Birgün gazetesinde 'Aleviler görevini yaptı' diye bir yazı yazdı. Ben de bunun üzerine 'Bazı tekke baronları böyle siyaset yapacaklarsa çıksın siyasi partilerde görev alsınlar' dedim. Alevilerin üstünden ellerini çeksinler."
Sadece Hubyar Sultan Tekkesi'ni değil, Avrupa Alevi Federasyonu gibi, Karacaahmet Derneği gibi birçok sivil örgütlenmeyi kasteden Halis, sözlerini şöyle sürdürüyordu:
"Çok sayıda vakıf ve dernek başkanı aynı şeyi yapıyor. Her biri gitmiş bir derneğin başına oturmuş. Derneği amacından çıkartarak siyaseti yönlendirmeye çalışıyor. Oysa bunlar tarihsel misyonları olan kurumlar, buna bir lafımız yok. Ama siyaseti yönlendirmeleri yanlış. Hem Fethullah Gülen'i eleştireceksin hem de aynı şeyi yapacaksın. Bu olmaz... Biz EDP olarak tekke baronlarına karşı mücadeleyi sürdüreceğiz."