Birbirini besleyen milliyetçilikler arttıkça etnik sorunlar daha da karmaşıklaşıyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu kısır döngüden çıkmanın tek yolu, siyasi iradenin riske girip çözüm üretmesidir.
Kuşkusuz bu kolay değil ama başka bir yol da yok.
Son bir yıl içinde KKTC'ye birkaç kez gittim.
Önceki gün de bir grup köşe yazarıyla birlikte KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun konuğuyduk.
Kıbrıs meselesi yaklaşık 40 yıldır çözümsüz bekliyor.
KKTC'deki son cumhurbaşkanlığı seçimini Derviş Eroğlu'nun kazanması bir an için siyasi çevrelerde "Acaba çözüm süreci kilitlenecek mi?" sorusu yarattı ama uzun sürmedi.
Devreye Cumhurbaşkanı Eroğlu girdi ve açıkladı:
"Görüşmelere eski Cumhurbaşkanı Talat'ın bıraktığı yerden devam edeceğiz"
Daha ilginci, Rum lider Hristofyas'ın müzakerelerde en zor ve karmaşık konu olan mülkiyet meselesinden başlama önerisini de kabul etti.
Böylece Kıbrıs meselesinde Annan Planı'yla eli güçlenen Türk tarafının tavrı kesintiye uğramadan bugüne geldi.
Peki, bugün Hristofyas'la sekizinci görüşmeye katılacak olan Cumhurbaşkanı Eroğlu, gelinen noktayı nasıl değerlendiriyor?
Lefkoşa'daki tarihi Cumhurbaşkanı binasında görüştüğümüz Cumhurbaşkanı Eroğlu şöyle diyordu: "Hedefimiz müzakereleri yıl sonuna kadar bitirmek."
Bu umut verici hedefi gerçekleştirmek için, Birleşmiş Milletler de AB de ciddi katkı veriyor.
Ancak tüm bu katkılara rağmen ortada bir başka gerçek daha var; iki toplum da birbirine güvenmiyor.
Yapılan kamuoyu araştırmalarında "güvensizlik" oranı iki tarafta da yüzde 80'ler düzeyinde.
Kuşkusuz bu siyasilere de, siyasilerin yürüttüğü müzakerelere de yansıyor.
Peki, ne olacak?
Cevabı Cumhurbaşkanı Eroğlu veriyor:
"Bu güvensizliği ortadan kaldırmalıyız. Ben de Hristofiyas da kayın biraderlerimizi kaybetmiş insanlarız. Yaşanan acıları biliyoruz. Müzakerelerde taviz vermeden müzakere olur mu? Ancak görüşmelerde ne konuşuluyorsa ertesi gün Rum muhalefet partileri yüzünden bunları Rum basınında görüyoruz. Bu durumda çözüm üretmek zorlaşıyor."
Kıbrıs meselesinde çözüm için gözler ekim ayına dikilmiş durumda.
Hem BM, hem de AB yetkilileri yıl sonuna kadar bir çözüm üretilmesinde ısrar ediyor.
KKTC'nin eli Annan Planı'na verilen onay ve AİHM tarafından Kuzey'de kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu'nun yetkisinin tanınmasıyla güçlenmiş durumda.
Yıl sonuna kadar Kıbrıs sorunu çözülür mü belli değil ama Cumhurbaşkanı Eroğlu satır aralarında Kosova modelinden söz ederek ilginç bir mesaj veriyor.