12 Eylül'de yapılacak anayasa referandumu tıpkı 367 kararında olduğu gibi siyasi partileri yeniden şekillendirecek. Hatırlarsanız 367 kararı sonrasında merkezin eski sahipleri DYP ve Anavatan meclis dışı kalmıştı. CHP ise, otobüsüne sağlı sollu birçok siyasi aktörü ve bir partiyi monte etmesine rağmen beklenen sonucu almamış ve pozisyonunu zor kurtarmıştı.
Bugün de benzer bir cepheleşme yaşanıyor. Başını da yine CHP çekiyor. Bu kez konvoya MHP katıldı. DP'ye gelince... Önceki gün DP'nin Genel İdare Kurulu, genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un başkanlığında toplandı.
Meclis'teki tek temsilcisi Mesut Yılmaz'ın paketin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne CHP ile birlikte imza vermesinden de anlaşıldığı gibi sonuç değişmedi ve beklenen "Hayır" çıktı.
Dün de bu tavrı açıkladılar ama o tartışmada ilginç olan aralarında Ahmet Özal ve Salih Uzun'un da bulunduğu sadece beş kişinin "Evet" demesiydi.
Bu durum darbelerden çok çeken DP geleneğiyle örtüşmüyordu ama bu eksikliği de DP dışında kalanlar gideriyordu. O alanda öne çıkan iki sim vardı: Tansu Çiller ve Süleyman Soylu...
Çiller sıcak siyaseti biraz uzaktan izlerken, Soylu daha aktif bir tavır içindeydi. Önceki gün de, DP'nin tam da GİK toplantısı sürerken, o da Anadolu'dan gelen partili arkadaşlarıyla bir aradaydı. O toplantıda DP'nin tam aksine ortak bir kararla "Evet" çıktı. Bunun anlamı şuydu, Demirel'li, Cindoruk'lu, Mesut Yılmaz'lı mevcut DP "hayır" cephesinde yer alırken, Süleyman Soylu genç partililerle birlikte "evet" cephesinde saf tutuyordu. Soylu'ya eski merkez sağdaki bu ayrışmayı ve neler yapacaklarını sordum. O da Menderes'i eksen alan bir cevap verdi:
"Hayır, kararı ne misyonumuza ne de Türkiye'nin geleceğine uygun. Daha demokratik bir Türkiye için, bize yapılan darbelerin dayattığı kuralların değişmesi için, modern ve ilerlemeci bir Türkiye için 'evet' diyoruz. DP geleneği darbelerden çok çekti. Bizim en büyük kuvvetimiz demokratlığımız, en büyük meşruiyetimiz ise Menderes'tir. Bu bir demokrasi mücadelesidir. Biz bu mücadeleye bir kampanya ile katılacak ve ülkeyi yeniden dolaşacağız..."
Soylu'ya Çiller'in referanduma nasıl baktığını da sordum. Cevabı netti:
"Çiller'le bir süre önce 4 saate varan bir konuşma yaptık. Referandumu da konuştuk. Bana söylediği şuydu: 'Türkiye için faydalı olur.'"
Soylu şöyle devam etti:
"Türkiye'nin ihtilaflarının ana kaynağı 1960'ta kurumsallaşan vesayet sistemidir. Tüm bu sorunları, kuralları evrensel standartlara göre yeniden yazarak çözebilmek mümkündür. Yeni Türkiye'nin gereği yeni kurallardır. Bu anayasa değişikliği eksik noktaları bulunmasına rağmen güçlü ve modern Türkiye için ilk adımdır. Biz DP geleneğinden geliyoruz. Milletimize karşı hissettiğimiz sorumluluğun gereğini referandumda 'evet' diyerek yerine getireceğiz."
İçerideki ve dışarıdaki DP'lilerin mücadelesi referandum sonucunu ne kadar etkiler bilinmez ama benim dikkatimi çeken, o gelenekteki iki "Süleyman" ın mücadelesinin nasıl sonuçlanacağı...
Anlaşılan sadece yaz değil sonbahar da hayli sıcak geçecek.