Emrah Yücel... Çocukluğunun geçtiği Adana'da bir gün Atilla Altıkat köprüsünün altında "Boşboşçular"ın sattığı eski Amerikan eşyalarıyla tanışır. İlgisini çeken çok şey vardır ama o daha çok dergilerle ilgilenir.
O günleri anlatırken şöyle der:
"Kısa sürede bunların arasından iki tane favori olanını seçip bulabildiğim bütün sayılarını toplamaya başladım. Vanity Fair ve GQ"...
Tabii sadece toplamakla kalmaz, dergilerle özel bir ilişki de kurar. O özel ilişkiyi de şöyle anlatır:
"Her gün okuldan gelip özenle baktım onlara. İçlerindeki parfüm reklamlarını kokladım. Kollarıma sürdüm bu kokuları. Görsel hafızamın gelişmesindeki en önemli yıllardır bunlar. İlanların sayfa düzenlerinden tutun da içindeki fotoğrafların ışığına kadar hazmettim bütün detayları. Yazı karakterleri ile Art Deco süslemelerle buluştum."
Amerika'da yaşayan ünlü grafikerimiz Emrah Yücel'in hikâyesi böyle başlıyor... Hani Hollywood afişlerine imza atan o ünlü Türk. Çocukluğunda etkilendiği ve izini sürdüğü o dergilerin açtığı kapıdan içeri girerek bugün dünyanın en etkili işlerinden birini yapıyor. Hem de hakkıyla... Ünlü Hollywood filmlerinin afişlerine imza atıyor, dünya çapında reklam tasarımları yapıyor.
İşte Adanalı o genç adam bugüne kadar yaptığı tüm tasarımları bir kitapta topladı.
Her sayfasında Uma Thurman'lı Kill Bill, Nicole Kidman'lı Gold Mountain, Yetenekli Bay Ripley afişi, ya da ünlü bir reklam çalışması çıkıyor karşınıza... Ona, Hollywood'a uzanan başarı öyküsünde Boşboşçulardan aldığı dergiler ilham verdi, eminim onun yaptıkları çok daha fazla gencin geleceğine ışık tutacak. Eline sağlık Emrah...