Kamuoyu araştırmalarının da ortaya koyduğu gibi Türkiye toplumu ağırlıkla "Demokratik açılım"a destek veriyor.
Toplum her zaman olduğu gibi sağduyusu ile neyin yararlı neyin yararsız olduğunu seziyor ve ona yöneliyor.
Tıpkı Türkiye'de 1950'den beri dönüm noktası olan seçimlerde olduğu gibi...
Aynı şeyi bu kez Kürt açılımında da gösteriyor.
Siyaset sınıfının "içeriği bilinmiyor" gerekçesiyle tansiyonu yükselttiği Kürt meselesine son günlerde sivil toplum örgütleri el koyuyor.
Ve toplum çok net biçimde barış için silahların susmasını istiyor.
Önceki gün ve dün bu açıdan iki önemli gelişme yaşandı.
Açılıma en sert tepki gösteren MHP'nin geçmişte kalesi olarak bilinen Yozgat'ın, Ankara'da örgütlü 84 derneğini temsil eden Yozgatlı Dernekler Federasyonu önceki gün Çankaya Köşkü'ndeydi.
Amaçları Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Yozgatlıların "Kürt açılımı"na desteğini bildirmekti. Yozgatlı Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Ahmet Koç, Başkan vekili Selçuk Bağcı kalabalık bir heyetle gelmişti.
En çok şehit veren illerin başında gelen Yozgatlılar adına yayımlanan bildiride yer alan şu metni, tüm siyasi partilerin dikkatle okumasında yarar var. Aynen şöyle deniyordu o metinde:
"Yozgatlılar bugüne kadar yaşadıkları türlü acılara rağmen halkların kardeşliğine sonuna kadar inanmaktadır. Kırmızı çizgilerimiz (Öcalan'ın muhatap alınması ve ülkenin bölünmez bütünlüğünün korunması) dışında hak ve özgürlüklerin anayasal teminat altına alınması, her bireye onurlu insan yaşamı vaat edilmesi konularında getirilecek her türlü açılım ve oluşuma destek vereceğimizi belirtir, saygılar sunarız."
Yozgatlıları diğer kentler de yalnız bırakmadı.
Dün İstanbul Kaya Ramada Oteli'nde aralarında Diyarbakır, Giresun, Van, Manisa, Bitlis, Ordu, Muş ve Amasya gibi illerin sivil toplum örgütleri bir araya geldi ve "demokratik açılım"a destek verdiklerini açıkladı.
"Barış ve kardeşlik" için yola çıkan ve her türlü şiddete son verilmesini isteyen sivil toplum örgütlerinin sesi yükseldikçe, Türkiye'nin
geleceğe umudu da artıyor.