Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir süre önce Çin'deydi. Ayağının tozuyla gelip siyaset-asker tartışmasının ortasına girince Çin gezisinin nasıl geçtiği de biraz gölgede kaldı. Önceki gün o geziye katılan işadamı Zeynel Abidin Erdem'le konuştum.
Çok şey söyledi ama şu sözleri etkileyiciydi:
"Çin müthiş bir ülke. Gittiğimiz her fabrikada 10 bin, 20 bin, 40 bin çalışan gördük. Geleceğe büyük bir perspektifle bakıyorlar.
Bu rakamların hepsi de ihracat için. Biz dahil dünyada 13.8 gibi bir gerileme varken Çin 6.1 gibi ilerleyen bir ülke. Ben belki göremem ama yakın bir gelecekte Çin'de milli gelir 50 bin doları yakalar. Çin'i mutlaka görmek gerekiyor."
Cumhurbaşkanı Gül'le birlikte 100'e yakın işadamı o geziye katılmıştı. Zeynel Abidin Erdem, Cumhurbaşkanı Gül'ün işadamlarına "kefil" olmasını da şaşkınlıkla anlatıyordu:
"Sayın Cumhurbaşkanı, işadamlarına inanılmaz bir jest yaptı. Pekin'deki toplantıda şöyle dedi: 'Ben TC Cumhurbaşkanı olarak yanımda getirdiğim her işadamının burada yapacağı yatırım veya sizlerle yapacağı ortaklığın başarı ve kefalet belgesini imzalamaya hazırım."
Erdem, bu kefaletin hem Türk hem de Çinli işadamlarını hayrete düşürdüğünü belirtiyor ve şöyle diyordu: "Bunu daha önce bir tek Özal söylemişti. Böyle bir anlayış, 'Ben işadamıma kefilim' anlayışı başka kimsede yok. Bu yaklaşımın sonucunu da gördük, bu gezide 4 milyar dolarlık bir bağlantı yapıldı. Birçoğumuz birçok şirketin temsilciliğini aldık, ortaklık startı verdik.
Araya girip, Türkiye'ye döndüklerinde nasıl bir Türkiye bulduklarını sordum. Erdem iç geçirerek cevap verdi:
"Ben komplekse girdim. Daima Türkiye'yi büyük hisseden biriyim. Amerika'yı da öyle...
Fakat Türkiye'nin çamura saplanmış bir araba gibi tekerleklerinin boşa döndüğünü görüyorum.
Hâlâ iç dedikodu ve kavgalarla meşgulüz. Bütün dünya uçarken biz sekerek yürümeye çalışıyoruz. Yazık oluyor bu güzelim ülkeye..."