MHP'nin 29 Mart yerel seçimlerinden küçük de olsa başarılı çıkması, milliyetçi camianın bir kesimini yine tatmin etmedi.
Özellikle dışarıdan bakınca "radikal" görünen milliyetçi kesimler, Devlet Bahçeli yönetimindeki MHP'nin iktidar istemediğini yıllardır söyleyip duruyorlar.
Dahası sadece söylemekle yetinmeyip, her fırsatta, ya olağanüstü kongre çağrısı yapıyorlar, ya da olağan kongrelerde aday çıkarmaya çalışıyorlar...
Ancak ne MHP tabanında ne de toplumun makul çoğunluğunda "radikal" diye görünenlerin bu çıkışları karşılık bulmuyor.
Çünkü ortada Bahçeli ve ekibinin oluşturduğu "sokak çatışmalarına izin vermeyen" makul bir MHP algısı var.
Sözünü ettiğimiz muhalif kesimler son günlerde yine harekete geçtiler... Ama bu kez "MHP'nin yarattığı algı"nın doğru olduğunu ama yetmediğini ileri sürerek...
Çıkış noktaları da "Türkiye'nin sorunlarıyla yüzleşen, halkla buluşan bir MHP" oluşturmak.
MHP içinde bu harekete öncülük eden isim ise eski bakanlardan Koray Aydın... Bir ara Yüce Divan'da yargılanıp aklanan Aydın, MHP'yi olağanüstü kongreye götürmek için gerekli 255 delegenin imzasını toplayıp yola çıktı ama yürümekte zorlanıyor.
Bu zorlanmanın nedenini de şöyle anlatıyor:
"Biz 255 imzayı genel merkeze noter aracılığıyla kanunlar çerçevesinde verdik. O günden bugüne genel merkez bir açıklama yapmadı. Ama şunu görüyoruz, delegelere gidiliyor, baskı yapılarak ellerinden eski tarihli istifa mektubu alınmaya gayret ediliyor. Yani imzaları etkisiz kılmak istiyorlar."
Türkiye'de parti içi demokrasinin olmadığını biliyoruz ama bu kadarının yapıldığını doğrusu düşünemiyoruz. Bu nedenle Koray Aydın'a bundan sonra ne olabileceğini soruyoruz.
İşte cevabı:
"Ben bugün eski tarihle suç işleyerek kaç imza geri alındıysa o kadar yeni delege müracaatı vereceğim. Yani bu çabalar beyhudedir. Kanunun emri olan kongre kaçınılmazdır."
Bu noktada ister istemez şu sorunun cevabı merak ediliyor: Koray Aydın kongrenin bu kadar ısrarla yapılmasını neden istiyor.
O da ısrarının nedenini Obama ile yeniden trend olan "değişim"le açıklıyor:
"Ben MHP'nin 40 yıldan beri hazır yiyen bir parti görünümünde olduğunu düşünüyorum ve yeniden yapılanmayı bir zaruret olarak görüyorum. Bizim yapmaya çalıştığımız sadece lider değiştirmeye yönelik bir hareket değildir. MHP değişen dünya koşullarında kendini yeniden tarif etmek mecburiyetinde olan bir siyasal harekettir."