Merkez sağın eski siyasi aktörlerinin neden hâlâ toplumun dinamizmine ayak uyduramadığının en somut göstergesi Cindoruk gibi 76 yaşındaki bir siyasetçiye "umut" gözüyle bakması.
Siyasette 50 yılı geride bırakan Hüsamettin Cindoruk'un DP genel başkanlığına adaylığı, dikkatleri ister istemez şu sıralar geri planda duran Mehmet Ali Bayar ve Prof. Dr. Süheyl Batum'a çevirdi.
Her dönem ve her yerde adları geçen bu iki isim acaba ne bekliyor?
Ortada kendi deyimleriyle çok uygun bir siyasi zemin de var.
Baksanıza, merkeze yerleşemediği iddia edilen AK Parti, yerel seçimlerde oy kaybına uğradı.
Aynı seçimlerde destek verilmeyen ve merkezi toparlayamayacağı öne sürülen DP Genel Başkanı Süleyman Soylu ise partiyi kongreye götürüyor.
Peki, buna rağmen neden ortaya çıkmıyorlar?
Özellikle seçim döneminde Soylu'ya kişisel destek veren Mehmet Ali Bayar'ın hâlâ "elini taşın altına koymaması" kafalarda soru işareti yaratıyor.
Bu da ister istemez bu işin perde arkasında bir siyasi proje olduğunu gösteriyor.
Zaten bu iki ismin geri planda kalıp, Cindoruk'un öne çıkmasının da başka bir izahı yok. Denilen şu; Cindoruk, önce DP Genel Başkanlığı'nı alarak merkez sağı, DP ve ANAP'ı toparlayacak sonra da yerini adı geçen isimlerden birine bırakacak.
Bilinen siyasi mühendislik hesaplarının ötesine geçmeyen bir proje bu...
Bu projeden yeni bir siyasi hareket çıkar mı?
Düşünsenize, aralarında bu ülkeyi uzun yıllar yönetmiş derin siyasetçilerin de yer aldığı onca eski siyasi aktör, arkalarına "merkez medya"nın önemli bir kesimini de alarak, AK Parti'yi merkezden uzaklaştırmak için bula bula bu siyasi formülü bulmuş.
İşin doğrusu Cindoruk gibi yaşlı kuşak siyasetçi yerine Bayar veya Batum gibi yeni sayılabilecek isimler çıksaydı hem DP kongresi hareketlenirdi, hem "bir umut" yaratılabilirdi.