Şu sıralarda herkes siyasette neler olup bittiğini merak ediyor. Nedeni de siyasi partilerdeki ani değişim.
Statükoya muhalefetten iktidara gelen AK Parti, iktidarda milliyetçi bir çizgi izliyor.
Türkiye'nin milliyetçi partisi MHP ise çözümsüzlüğe itilen Aleviler konusunda girişimlerde bulunuyor.
Belki de en ilginç çıkışı, özelikle son 5-6 yıllık siyasi duruşunu "Laik anti laik" gerginliği üzerine kuran CHP yapıyor.
Yerel seçimler öncesi partiye "çarşaflı" kadınları alıyor, "dindar" isimleri ise belediye başkanı adayı yapıyor.
Bir anlamda o partilerin kendi dünyaları için ezber bozan adımlar bunlar...
Bu da herkesin kafasını karıştırıyor.
Acaba siyasi partilerde ne oluyor?
Gerçekten bir değişim mi yaşanıyor, yoksa tümü seçim yatırımı mı? Aslında her ikisi de söz konusu.
Çünkü siyasi partiler bugünkü yapılarıyla Türkiye toplumunun yaşadığı temel sorunları çözecek durumda değil.
Ve her partinin güven vermediği en azından bir toplumsal kesim söz konusu. Bu nedenle yukarıdakilerin elleri mahkum, taban ise "samimi" bir değişim talep ediyor.
İşte mevcut partilerde bu değişim sancısı yaşanıyor.
AK Parti, statükoyla buluşarak Kürt meselesini çözmeye çalışıyor.
Birçok yorumcu, Kürtlerden yüzde 55'lere varan oy alan AK Parti'nin bu yönelimini "intihar" olarak niteliyor. Ama bu değişimi başka türlü yorumlayanlar da var. Denilen şu: AK Parti bölgede bir tabanı olduğunu gördü. Kriz sürecini de dikkate alarak Türkiye'nin batısında yükselecek milliyetçi dalgayı arkasına almak istiyor. Böylece hem CHP ve MHP'nin yükselişini engelleyecek, hem de devletle birlikte soruna yeni bir çıkış yolu bulacak.
Örneğin kulislerde yerel seçimlere yakın AK Parti'nin, "yerel yönetim reformu" nu gündeme getirmesi bu hesabın bir parçası olarak değerlendiriliyor.
CHP de ise farklı bir sıkışma söz konusu. Son yıllarda devletle bütünleştikçe toplumdan uzaklaştı CHP. Ve hem Kürt meselesi hem de türbana karşı sert tavrı nedeniyle belli bir alana sıkıştı. Şimdi siyaseten nefes almak ve toplumla buluşabilmek için "çevre" ye doğru açılıyor.
MHP'ye gelince...
Sokağı durdurarak, toplumsal barışa önemli katkı veren MHP de yeni bir açılım ihtiyacı içinde.
İlk elden Alevi açılımıyla, belki de ileride yeni Kürt yaklaşımıyla toplumun tümüne seslenmenin "zor" hesaplarını yapıyor.
Kısaca henüz net olarak ortaya çıkmasa da parlamentoda yer alan siyasi partilerde adı konulmamış bir "değişim" çabası var.
Bu çaba samimiyetle sürmezse bazı partiler için tehlike çanları çalacak demektir.