Bu hafta sonu Saadet Partisi'nin de kongresi var. 70'lerde partileşerek siyasi hayatımıza giren Milli Görüş çizgisi, bu kongreye "zorunlu" olmadan yeni bir isimle, Prof.Dr. Numan Kurtulmuş'la giriyor.
Aslında geçen kongrede de adı gündeme gelmiş, ama geleneksel yapı izin vermediği için aday olmamıştı. Şimdi hem Erbakan'dan izin çıktı, hem de Oğuzhan Asiltürk'ün başını çektiği muhalefetin yapacağı bir şey kalmadı.
Kalmadı, çünkü Saadet Partisi 22 Temmuz seçimlerinde beklediğinin altında oy alarak mevcut yönetimle ne yapabileceğini gördü. Bir anlamda boyunun ölçüsünü aldı.
Kendi içinden çıkıp merkeze yürüyen AK Parti var olduğu sürece işi pek kolay değil. Ama bu zorluğu bir nebze olsun aşacak bir şansı vardı: Numan Kurtulmuş'u başa getirmek. Geçen dönem yapılmayan bu değişim şimdi gerçekleşiyor.
Kurtulmuş, köklü bir aileden gelen iyi eğitim almış bir siyasetçi. Güçlü bir siyaset diline sahip. Ancak önemli bir sorunu var; "icazetli" olması. Kulislerde kendi partisindeki muhalif talebi seslendirmekte tereddüt eden bir siyasetçinin, toplumsal muhalefeti iktidara yöneltip yöneltemeyeceği soru işareti yaratıyor.
Pazar günkü kongrede Kurtulmuş'un ortaya koyacağı siyaset anlayışı bir anlamda bu soru işaretlerine de cevap olacak.?