Yıllardır ünlü şair Nâzım Hikmet'in mezarının "Anadolu'da bir çınar ağıcının altına" getirilip getirilmemesi tartışılıyor. Biz de işin bu kadar uzamasını Türkiye'deki bazı tabuların yıkılmamasına ve devlet engeline bağlıyorduk. Meğer gerçek bambaşkaymış...
Dün Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Habertürk Televizyonu'nun Basın Kulübü programındaydı.
Prof. Dr. Şahin Alpay'ın sorusu üzerine şöyle diyordu:
"Bu konuyla ilgilendim. Yakınlarıyla görüşmeler oldu. Öğrendiğimiz şu: Ailesi mezarının getirilmesini istemiyor. Buna diyecek yok. Ama bana ilginç gelen, bu işi çok tartışan ve konuşanların, bugüne kadar mezarın getirilmesi için tek girişimlerinin olmaması. Ne aile ile görüşülmüş ne de hükümetten hükümete bir ilişki kurulmuş..."
Yani Nâzım Hikmet'in ailesi istemediği sürece mezarının Türkiye'ye getirilmesi mümkün değil.
Peki, uzun yıllar memleket hasretiyle yaşayan ve o hasretle ölen Nâzım Hikmet için Türkiye'de bir şeyler yapılamaz mıydı?
Kültür ve Turizm Bakanı Günay şöyle diyordu:
"O artık gönlümüzde. İsteyen Anadolu'nun istediği yerine bir çınar ağacı dikerek 'Nâzım Hikmet burada yatıyor' diyebilir. Bir de Nâzım'ın memleket hasretini anlatan bir heykeli İstanbul'da güzel bir yere yapılabilir. Neresi olur bilemem. Ama elimizde bir heykeli de var. İstanbul'daki bir belediye isterse hemen veririz."
Nâzım için İstanbul'da sahile kıyısı olan bir belediye aranıyor... Bakalım bir gönüllü çıkacak mı?
Kim bilir onun o ünlü şiiri belki kimilerine bu konuda yol gösterir...
"Ben bir ceviz ağacıyım, Gülhane Parkı'nda... Ne sen bunun farkındasın, ne de polis farkında..."