Türkiye açısından 2007'nin nasıl bir yıl olacağı daha gelmeden belliydi. Ama yine de o beklentiyi aşan, şaşırtan önemli bir yıl olduğu kesin. Daha doğrusu "tarihe tanık olmak" sözünü 2007 için söylemek hiç de abartı olmaz.
Çünkü içinde yaşadığımız için çok da farkında olmadığımız onca tarihi ve siyasi olaya tanık olduk.
Şöyle bir film şeridi gibi gözünüzün önüne getirin 2007'yi...
En kritik dönemeç cumhurbaşkanlığı seçimiydi. Ve kritik olacağının ilk işareti de ABD'den geldi. Newsweek dergisi Türkiye'de 28 Şubat benzeri bir sürecin yaşanabileceğini yazdı.
Sonra 2007'nin ilk ayı geldi.
Önce gazeteci Hrant Dink karanlık güçlerce öldürüldü. Bir anlamda onun yaşadığı "güvercin tedirginliği" topluma yansıtılmak istendi. Sonra siyasi gerilimin ardı arkası kesilmedi. Türkiye neredeyse her sabah yeni bir gerilimle uyandı. 301 tartışması, yükselen terör, Cumhuriyet mitingleri ve nihayet cumhurbaşkanlığı seçimi.
Meclis'teki 367 gerginliği, 27 Nisan "sanal muhtırası" ile had safhaya ulaştı. İnanılmaz bir siyasi gerilim yaşanıyordu. Türkiye tam anlamıyla bir yol ayrımındaydı.
İşte bu nokta, siyasi partiler açısından tarihi bir sınav anıydı.
CHP, DYP ve Anavatan Partisi Meclis'e girmeyerek bu sınavda sınıfta kaldılar.
AK Parti ise "sanal muhtıra" karşısında sivil bir duruş sergiledi.
Sonra da 22 Temmuz seçimleri geldi. O seçimlerde halk, tüm hesapları altüst ederek AK Parti'yi yeniden iktidar yaptı.
Türkiye için yeni bir sayfa açılmıştı.
Zor yıl 2007'nin ilk yarısı geride kalmıştı. Ama hala Türkiye siyasi gerilimlerden sıyrılamamıştı. Bu kez de karşısında yüzyıllık Kürt sorunu ve terör belası vardı. Türkiye, teröre son noktayı koyup, Kürt sorunuyla yüzleşmeve çıkış yolu bulma sancısını yaşıyordu.
Geride bıraktığımız 2007'nin kısa özeti bile insanın nefesini kesiyor.
Tabii sadece nefesimizi kesen siyasi gelişmeler yaşanmadı 2007'de. Aynı zamanda önemli siyasi isimleri de kaybettiğimiz bir yıl oldu. Önce sosyal demokrat kesimin önemli isimlerinden, eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem'i, ardından da eski SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'yü yitirdik.
Bu tarihi yılı geride bırakırken insan düşünmeden edemiyor, acaba Türkiye bunca gerginliği neden yaşadı?
Baksanıza Cumhurbaşkanı olması istenmeyen Gül cumhurbaşkanı, iktidardan düşürülmek istenen Erdoğan, halkın büyük desteğiyle ikinci kez başbakan. Tam tersine, engel olmak isteyenlerse ya baraj altında kaldı ya da zar zor parlamentoya girdi.
Özellikle siyasetle ilgilenen gençlerin 2007'yi iyi incelemesinde yarar var.
Hepinize iyi yıllar diliyor, yeni yılın ülkemize daha fazla özgürlük ve zenginlik getireceğini umuyorum.