Siyasi tarihimizde bir ilk yaşanıyor.
Türkiye'nin son 25 yılına imza atan Turgut Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi adeta mezata çıkmış "eşya" muamelesi görüyor.
Parti yönetimi şaşkınlık içinde ne yapacağını bilmiyor.
İllerde, ilçelerde art arda istifalar sürüyor.
Daha ilginci, mezatta en ucuza en çok ürünü almak için çaba harcayan partilerin aç kurt gibi beklemesi.
Kaptıklarını da kimi "demokrasi havarisi", kimi de "cumhuriyet sevdalısı" olarak sunuyor.
Kısaca bir zamanlar bu ülkede "zihniyet devrimi" yaratan Anavatan Partisi çözülüyor, çöküyor.
Ve bir tarih hüzünlü biçimde son buluyor.
Peki o tarihin içinden gelenler ne yapıyor?
Bir kesim "Acaba yeni bir merkez partisi yaratabilir miyiz?" diyor.
Bir kesim mevcut partilerden birine geçmenin hesaplarını yapıyor.
Bir başka kesim ise çöküşün siyasi sorumlularından hesap sormayı hedefleyerek DP ekseninde kalmayı savunuyor.
Doğrusu yaşanan siyasi travmayı kısa sürede atlatmaları pek mümkün görünmüyor.
Ama yine de çaba sürüyor.
En dikkat çekici olansa Anavatan Partili belediye başkanlarının toplu halde hareket etmesi.
Bu konuda İstanbul Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün bir hayli iddialı.
Önce bir tespit yapıyor:
"Önce bu birleşmeyi başaramayanları lanetliyorum. Onlar bunun hesabını verecek. Anavatan'ın kurulduğu günden beri içinde olan birisi olarak siyasetten dışlanmayı içime sindiremiyorum."
Sonra da ne yapacaklarının cevabını veriyor:
"Biz DYP ile birlikte yaklaşık 250 belediye başkanıyız. Seçimlerden sonra DP'yi her kesimin tasvip edeceği bir hale getirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız . Şimdi ise Türkiye'nin sıkıntıdan kurtulması için oylarımızı DP'ye vereceğiz. Eğer barajı aşmayacağını görürsek o zaman en yakın partiye yöneleceğiz. Ama hiçbir partiye geçmeyeceğiz."
Sonuç ne olursa olsun Anavatan tabanında hala DP projesine sıcak bakılıyor. Bunun en önemli nedeni de Mesut Yılmaz.
Yılmaz'ın bağımsız aday olduğu Rize'de önemli bir başarıya imza atacağı bekleniyor. Bu da kuşkusuz klasik merkez sağda, seçim sonrası hesapları derinden etkileyecek.
Hasan Akgün bu konuda da şunları söylüyor:
"Mesut Bey'in parlamentoya girdikten sonra tek başına kalmasını düşünmek çok cılız bir düşünce olur. Çok değerli bir devlet adamı ve iyi bir politikacıdır. Geçmişte eksiklikleri, hataları olmuş olabilir. Onlardan ders aldığını ve ileride güzel işler yapacağını düşünüyorum."