Birkaç yıl önce İstanbul'un yaklaşık 250 önemli merkezine turuncu renkli "deprem konteynırları" konulmuştu.
Sözde, amaç vatandaşın olası bir depremde jeneratör, kazma-kürek, sedye ve ilk yardım malzemelerine kolaylıkla ulaşmasını sağlamaktı.
Ancak çok sürmeden görüldü ki, "Her Mahalleye Afet İstasyonu" gibi ulvi bir proje için yola çıkanların asıl amacı, her konteynırın yanı başına bir reklam panosu dikmekti.
Hani şu şehrin en merkezi yerlerinde gördüğünüz reklam billbordları var ya, onlar işte...
Billbord deyip de geçmemek lazım.
İstanbul gibi büyük bir şehirdeki açık hava reklam pastası milyon dolarlarla ifade ediliyor.
O günlerde bu olayı birkaç kez yazdım.
Şimdi İstanbul'un o ünlü merkezlerine bir bakın, turuncu konteynırlardan eser kaldı mı?
Hepsi kısa sürede hırsızlık ve soygun gibi " anlamlı" gerekçelerle geri plana çekildi.
Peki reklam panoları?
Bildiğim kadarıyla 105 önemli merkezde reklam panoları dolarları kazanmaya devam ediyor.
Olay tam bize özgü bir uyanıklık örneğiydi.
Peki kimdi bu "uyanık" reklamcılar?
Medya Pano adlı bir şirket.
Şimdi bu Medya Pano'cular yeni bir cinliğe daha imza atıyor. Aslında İstanbul'da cinlik yapanların sayısı bir hayli fazla ama bunların özelliği "icraatçı" olmaları. Düşündüklerini hayata geçirecek "güce" sahipler. Onları farklı kılan da bu.
Ne yaptıklarına gelince...
Çevrenizde mutlaka görmüşsünüzdür İstanbul'un dört bir yanında elektrik trafoları var. Gri renkli, zevksiz demir kulübeler.
Medya Pano'cular akıllı ya, bu "devlet renkli" gri şeyleri güzelleşen İstanbul'a uydurmak için "rehabilitasyon" yöntemini bulmuşlar. Yani güzelleştirme. Çevresini bez panolarla donatmışlar. İnsanın görünce "Hay Allah razı olsun, hayır dediğin böyle olur işte" diyesi geliyor... Geliyor ama "hayır" için yapılmadığı da o kadar açık ki...
Önceki gün bir firma sahibi aradı. Medya Pano şirketini aradığını söyleyen işadamı şöyle diyordu:
"Reklam vermek için aradım. Yıllık 80 bin dolar istediler. Bu inanılmaz bir rakam. Acaba bu şirket o trafoları ne karşılığı aldı?"
Medya Pano şirketini bir kez de ben aradım. Farklı bir yerin fiyatını sordum. Yetkili hanım, reklam fiyatının 30 bin dolar olduğunu söyledi.
Gördüğünüz gibi fiyatlar hiç de fena değil.
Acaba; bu fiyatlara yeni açık hava reklam alanları yaratmak için Medya Pano şirketine bu trafoları kim, kaça verdi?
Amaç trafoları mı güzelleştirmek yoksa birilerine para mı kazandırmak?
Eğer ilki ise neden İstanbul'un varoşlarındaki trafolara ilgi gösterilmiyor?