GEÇEN hafta gazete manşetlerine, televizyon ekranlarına yansıyan bir görüntü endişe vericiydi.
Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan, iki polisin arasında elleri arkadan kelepçeli götürülüyordu.
Bir süre önce "Hanımağa" lakaplı eski polis memuru Güniz Akkuş tarafından tehdit edilen Koçarslan, bu kez aynı çeteyle bağlantılı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmıştı.
İşte bu noktada herkesin kafasına takılan soru şuydu:
Acaba bilinen ve tanınan bir işadamı, neden elleri arkadan kelepçelenerek gözaltına alınmıştı?
Bir "suçüstü" durumu mu vardı, yoksa bu kişinin "kaçma" ihtimali mi?
Bu çelişik durumu işin uzmanına sorduk.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer bu "kelepçeli gözaltı" olayını şöyle değerlendiriyordu:
"Yakalama ve Gözaltı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda açıkça düzenlenmiş. Kural suçüstü ya da gecikmede sakınca olacak. Kelepçe konusuna gelince: Yakalanan kişi kaçacaksa, başkalarına zarar verme tehlikesine ilişkin bir durumuvarsa ancak o zaman kelepçe takılabilir. Bunlar olmadığı sürece kelepçe takılamaz. Eğer, polisin de savcının da yakından tanıdığı bildiği, yeri yurdu belli bir kişiyi apar topar yakalar, kelepçe takarsan bu hukuka aykırı olur. İfadesini almak istiyorsan bir davetiye gönderip çağırabilirsin. Gözaltına gerek yok. Türkiye'de herkes birbiri hakkında bir takım iddialar ortaya atıyor. Uygulama böyle yapılırsa, kelepçe yetmez."