Ortadoğu yine yanıyor. Filistin'de kan ve gözyaşı hiç dinmiyor. Savaş sanki o toprakların ortak kaderi.
Ama bu kez "savaş mantığı" yla bile bağdaşmayan şeyler yaşanıyor. Sabah Muhabiri Erdal Şimşek daha yeni döndü o topraklardan.
Bosna, Kosova ve Irak'ta son 20 yılın en acımasız savaşlarına tanıklık eden Erdal Şimşek, bu kez sadece bombaların kurşunların yağmadığını şehirlerdeki yolların, su hatlarının, kanalizasyonların ve binaların greyderlerle yok edildiğini anlatıyor. Dahası Arapça Zenane(vızıltı) denilen pilotsuz uçaklarla insanların sinirleri tahrip ediliyor.
Tam bir dehşet tablosu.
Peki o topraklarda savaş yerine barışı egemen kılmak mümkün değil mi?
Ne yazık ki bugüne kadar her barış girişimi garip bir biçimde baltalandı.
Bunun son örneği de Ankara'da yaşandı.
Nasıl olduğunu anlatalım.
İsrail'de Abu Gosh-Mevaseret isminde bir futbol takımı var. İsrail'in Arap Beldesi Abu Gost ile Yahudi komşu beldesi Mevaseret'in biraraya gelerek kurdukları bir takım.
Bu sıradan bir futbol takımı değil. Yöneticilerinin ve futbolcularının yarısı Müslümanlardan, yarısı da Yahudilerden oluşuyor.
Sanki o savaş vahasında açan bir barış çiçeği.
İşin ilginç tarafı bu takımın forması ay yıldızlı, ana sponsoru da bir Türk işadamı. Rizeli Ahmet Reyiz Yılmaz.
Genç yaşta İsrail'e giden Yılmaz, altyapıdan yüksek katlı binalara yüzlerce işe imza atarak kısa sürede İsrail'in ilk 10 inşaat firması arasına girmiş bir iş adamı. Genç işadamının, hem Filistin'de hem de İsrail'de aralarında politikacıların da olduğu çok geniş bir dost çevresi var.
Herkesin çaresizce izlediği savaşa karşı "bir barış çığlığı olur" dileğiyle sponsoru olduğu takımla Türkiye'den bir takımın maç yapmasını düşündü. Önerisi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından kabul görünce işlemler başladı.
Kısa sürede görüşmeler tamamlandı ve 26 Temmuz 2006'da Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nda Abu Gosh-Mevaseret takımı ile Ankaraspor'un "Barışa çağrı maçı" yapacakları kamuoyuna açıklandı.
Peki sonra ne oldu?
Sonrasını iş adamı Ahmet Reyiz Yılmaz anlatıyor:
"Maçın yapılmasına birkaç gün kala Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek aradı. Futbol Federasyonu seçimleri zamanında Başbakanla arasının iyi olmadığını bu nedenle maçın yapılması için Başbakandan izin alınması gerektiğini söyledi."
Maçla ilgili her türlü hazırlığı yapan, hatta afişler bastıran Yılmaz' ı, bu gelişme kaygılandırınca hemen Başbakanlığa ve Dış İşleri Bakanlığı'na bir yazı yazdı.
Ama ne yazık ki bu yazılarına bir cevap alamadı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'ten son dakikada gelen cevap ise tokat gibiydi: "Maç yapılmayacak"
Gerekçe; "Başbakan izin vermedi."
İsrail ve Filistin Başbakanları düzeyinde iyi ilişkiler kuran işadamı Ahmet Reyiz Yılmaz, Türkiye'nin önemli bir şansı kaçırdığını belirterek şöyle diyor:
"Biz barış için bir araya gelmiş bu iki ulusun evlatlarının sırtına ay yıldızlı bir forma giydirerek top koşturuyoruz. Bu sembolün siyasi manasını kavrayamamak hangi siyasi anlayışla izah edilebilir. Böyle bir organizasyonu İtalyan ya da Amerikalı bir iş adamı yapsaydı alkışlanacak ve takdir toplayacaktı. Bir Türk müteşebbisin başlattığı bu barış girişiminin neden Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan ile Sayın Melih Gökçek arasında bir hiyerarşi krizine kurban giderek son dakikada iptal ettirildiğinin cevabının yüce milletimize verilmesini istiyoruz."
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in bu iddialara cevabı ise kısaydı:
"Kendisine verilmiş bir söz yok. Bizim üzerimizden kimse ticaret şovmenliği yapmasın."
Bu cevaba rağmen barış maçının yapılmadığı da açık. Ama asıl soru şu; Bu maç neden yapılmadı?
Kan ve gözyaşının hüküm sürdüğü bir coğrafyada böyle bir maçı organize etmek barışa katkı değil mi?
Bu maçın iptaline sıradan bir maçın iptali gözüyle bakılabilir mi?