Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Spor kulüplerinin 'beton' yarışı

Şu sıralar büyük spor kulüplerimiz arasında sadece "transfer yarışı" değil; "beton yarışı" da söz konusu.
Kimi bakanlık düzeyinde, kimi de ilçe belediyeleri düzeyinde kulis yapıyor.
İki gözde spor kulübümüz Galatasaray ve Fenerbahçe'nin "Sosyal Tesisleri" nin bulunduğu İstanbul Fenerbahçe Yarımadası'nda bunun bir örneği yaşanıyor.
Daha önce bu tesislerin imar durumlarıyla ilgili kaleme aldığımız yazıya gelen tepkiler de ortada bir karmaşa olduğunu kanıtlar nitelikte.
Yapılmasına göz yumulan Fenerbahçe Sosyal Tesisleri'ne yıkım kararı gönderiliyor, Galatasaray'a ise yenileme için izin verilmiyor.
İşin bu yanı nasıl çözülecek doğrusu merakla izliyoruz. Bu arada Fenerbahçe Kulübü'nün bölgeyi yasal bir statüye kavuşturmak için Bayındırlık Bakanlığı kulislerinde yoğun bir çaba harcadığını da hatırlatalım.
Ama işin bir de tarihi yönü var.
Bu konuda Galatasaray'ın eski sporcularından Hasan Gürtay'ın yazdıkları gerçekten ilginç.
Gürtay önce önemli bir noktaya dikkat çekiyor ve şöyle diyor: "Fenerbahçe yarımadası, bilindiği gibi büyük Atatürk'ün öngörü ve talimatlarıyla deniz ve su sporları için kullanılmaktadır. Kulüpler buraya yelken, yüzme sutopu şubeleri, ilgili eğitim tesisleri ve gelirleriyle bu tesislerin bakımının yapılmasını sağlayacak sosyal tesisler kurdu."
Peki sonra ne oldu?
Her iki kulübün uzun yıllar bu kurala uyduğunu vurgulayan Gürtay şöyle devam ediyor:
"Fenerbahçe Kulübü, geçtiğimiz sene yelken şubesini bir kenara itip, eski çekek yeri ve yelken barınağını bir gecede toprak ile doldurup üzerine devasa Faruk Ilgaz Kongre ve Sosyal Tesis binasını yapmaya başladığında, Kadıköy Belediyesi'ne denizi doldurmak ve dev bir bina yapmak için ruhsatları olup olmadığını sormuş, olumsuz yanıt almıştım. Burada Yarımadanın amacına uymayan dev sosyal tesisler yapılmasının kanunsuzluğu yeni bir şey değil, Fenerbahçe Kulübü inşaata başlarken zaten biliniyordu."
Görünen o ki, Fenerbahçe'nin böyle bir sosyal tesis yapması Galatasaray'ı da harekete geçirmiş. Onlar da mevcut tesisleri yenilemek için izin bekliyor. Anlaşılan yarış burada da sürüyor. Ama asıl yarışın hangi alanlarda yapılması gerektiğini Gürtay şöyle anlatıyor:
"Önemli olan kulüplerin bu güzel Yarımadayı; Atatürk'ün öngördüğü gibi, yelken ve su sporları tesisleriyle gençliğin spor yapacağı, denizci olarak yetişeceği tesislere kavuşturmasıdır. Bu yarımadaya kocaman kongre ve sosyal tesisler değil; yelken, yüzme, sutopu, kürek gibi sporların tesisleri yakışır. Doğal olarak bu sporlar ve tesisleri bedavaya desteklenmeyeceğine göre, makul bir denge içinde, sosyal tesisler de yapılmalıdır. Ama denge, sosyal ve kongre binalarının lehine bozulmamalıdır."
Bu arada Beşiktaş Kulübü'nün de Fulya'da ki tesislerinde yoğun yapılaşma arzusu taşıdığı ve Beşiktaş Belediyesi'nin bunu onaylamadığı biliniyor. İki kurum arasındaki anlaşmazlık ise hâlâ devam ediyor.
Spor kulüplerimiz çevreye ve yeşile; yaptıkları işin ruhuna aykırı bir biçimde bakınca, ortaya spor yarışı yerine "beton" yarışı gibi gariplikler çıkıyor.
Bunun bedelini de sadece o kulübün üyeleri değil hepimiz ödüyoruz.
En ağır fatura ise İstanbul'a çıkıyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA