Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Bu karanlık ilişkiler açığa çıkmalı!

Ortalık yine toz duman.
Her kafadan bir ses çıkıyor. Kimi komplo diyor, kimi hesaplaşma. İlginç bir toplumuz. Aynı argümanlardan yola çıkılıyor ama inanılmaz farklı sonuçlara ulaşılıyor.
Oysa ortada çarpıcı bir gerçek var. Şemdinli'de yaşanan olaylar ve onun karanlık perde arkası. Yaklaşık 4 ay önce yaşanan o olaylar, aslında Türkiye'nin 90'lı yıllarda yaşadığı karanlık dönemin bir devamı.
Çünkü o karanlık dönemin 'karanlık kahramanları' bugün yine karşımıza çıktı.
Alın Ali Kaya'yı namı diğer 'Mutkili Ali' yi.
Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt, Kaya için, Şemdinli olaylarından sonra şöyle diyor:
"Kendisini tanırım. Birlikte çalıştık. İyi çocuktur. Ancak suç işlemişse cezasını çeker."
Oysa o 'iyi çocuk' Kaya'nın bir de öteki yüzü var. O yüzü en çarpıcı biçimde Diyarbakırlı İşadamı Mehmet Ali Altındağ anlatıyor. Altındağ'ın hem Savcılık iddianamesinde hem de Meclis'teki Şemdinli Komisyonu'na verdiği ifadede dehşet iddialar yer alıyor.
Altındağ ifadesinde, Ali Kaya'nın o yıllarda kendisini nasıl tehdit ettiğini şöyle anlatıyor:
"Sen solda sıfırsın. Tam 90 işadamını üç ay içinde gözaltına aldık. Herkes biletini kesti. Sen de biletini keseceksin."
Altındağ bilet kesmiyor ama başına da gelmeyen kalmıyor. Önce benzin istasyonu havaya uçuyor, ardından bir oğlu DiyarbakırBingöl arasında uçuruma yuvarlanarak ölüyor, bir süre sonra öteki oğlu Bolu yolunda kazada yaşamını yitiriyor. Bunlar da yetmiyor sahibi olduğu Söz TV'nin tesisleri basılıyor, 6 kişi ölüyor.
Altındağ'a göre bunların hepsi planlanmış birer cinayet.
Peki bu cinayetlerle sindirilmek istenen işadamı kim?
Bu konuda da ilginç yorumlar çıkıyor.
Mehmet Ali Altındağ, 1985'e kadar çok fazla bilinmeyen, hem imamlık yapan hem de çakmak, gözlük, dolmakalem tamiri işiyle uğraşan biri.
Diyarbakırlılara göre 80'li yılların ortasından sonra hayatı değişiyor.
Bu tarihten sonra askeri ve devlet ihalelerinin en önemli müteahhidi oluyor. Önemli işleri arasında askeri tesisler, karayolları ve Diyarbakır MİT binası da yer alıyor.
Arkasına aldığı devlet gücüyle sahibi olduğu Söz gazetesini ve televizyonu adeta bir silah gibi kullanarak ciddi etki yaratıyor. Ve adı kısa sürede 'derin devlet'in adamı olarak yayılıyor.

***
Üst düzey devlet görevlileriyle de ciddi ve yakın ilişkisi vardı Altındağ'ın. Dönemin Kolordu Komutanı Kemal Yamak'la kirve olduğu, Olağanüstü Hal Valisi Ünal Erkan'la yakın ilişki kurduğu, ayrıca Emekli Orgeneral Necati Özgen'in ise 'iyi adamı' olduğu biliniyor.
İşte bugün tartışmaların odağında yer alan ve Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt hakkında soruşturma açılmasını sağlayan işadamı Altındağ, aslında bir dönem devletin çok yakınında duran biri.
Sonra birden 'PKK yanlısı' ardından da 'Hizbullahçı' oluyor.
Her iki suçlamadan da hakkında dava açılıyor. O davalarda düzmece belgeler hazırlandığı da ortaya çıkıyor.
Dün devletle iç içe olan bir adam, sonra nasıl oluyor da devletin en tepedeki ismini şikâyet ediyor?
Sizce de bu işte bir gariplik yok mu?
Emekli Orgeneral Eski Harp Akademileri Komutanı Kemal Yamak, Emekli Orgeneral Necati Özgen ve o dönemin Olağanüstü Hal Valisi Ünal Erkan'ın bu olaylar hakkında ne düşündüklerini merak ediyorum.
Herkes konuşmalı...
Çünkü ortaya çıkan sonuç bir hayli karanlık ve karmaşık. Bu karmaşık ve karanlık ilişkilerin açığa çıkmasında yargı sarsıcı bir ilk adım attı. Gerisi gelir mi önemli olan bu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA