Türkiye'nin en köklü partisi CHP, bugün 31. Olağan Kurultayı'nı yapıyor. Son on yılda ilk kez genel başkan tartışması yok, parti meclisi mücadelesi yok ve belki de en önemlisi 'parti içi kavga' yok!
Peki ne var?
Dışarıdan gelen 'heyecan yok' eleştirilerine farklı bir cevap var; sessiz ve derinden yükselen yeni bir 'dayanışma ve heyecan' doğuyor.
Genel merkez kulislerinde bu farklı 'heyecan ve dayanışma'nın ip uçlarını görmek mümkün. Ankara Anadolu hattında sürekli telefonlar çalışıyor.
'Adana 10 otobüsle yola çıktı...'
'Diyarbakır yolda...'
'İstanbul'dan 21 otobüs erken saatlerde yola çıkıyor.'
'Samsun takviye yapalım mı?' diyor.
Görünen, geçmişte parti içi rakiplere harcanan enerjinin bu kez Anadolu'nun sessiz çoğunluğunun Ankara'ya akmasına harcanması.
Bu yüzden CHP Kurultayı'na içeriden bakanlar daha umutlu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem bu umudu şöyle anlatıyor:
"Türkiye yavaş yavaş 12 Eylül'ün yarattığı çerçeveden kurtulmak durumunda. Çünkü Türkiye'nin demokrasi adına kazandığı bütün değerler, 12 Eylül'de erozyona uğratılmıştır. CHP'nin önündeki temel görev toplumu yeniden demokratik değerlerle buluşturmak ve donatmaktır. Buna çalışıyoruz. Tabi bu baraj gölü gibidir. Damla damla dolar. Dolduktan sonra enerjiye dönüşür. Kurultay bu enerjinin açığa çıktığı alandır. Kurultay topluma yeni bir umut olacaktır. Kurultay sonrası da tüm Türkiye'de önemli bir çalışma başlayacaktır."
Türkiye, derin siyasi kırılmaların yaşandığı bir süreçten geçiyor. AB Müzakereleri başladı, Kıbrıs hâlâ sürüncemede, Şemdinli ve Yüksekova'da gerilim sürüyor, Türban tartışması 'Ulema çağrısıyla' yeniden tırmanıyor ve YÖK sorunu devam ediyor. Önümüzde de Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen bu sorunlara dikkat çekerek şöyle diyor:
"Bu kurultay sosyal demokrasinin ufuk kurultayı olacak. Bir çıkış noktası yani. Genel başkanımız bütün kesimlere çağrı yaptı. Gelin bu ülkeye sahip çıkın. Çünkü bu ülkenin ayakta kalan tek kuruluşu CHP. İçeriden ve dışarıdan yıkmak isteyenlere karşı dimdik ayakta duruyor. Heyecan yok diyorlar. Gelip görsünler. Milletin umudunu coşkusunu tüketmeye hiç kimsenin hakkı yok. Bu başkaldırı kurultayı olacak. Önümüzde seçim var. Bu kurultay Türkiye'nin kaderini değiştirecek bir kurultay olacak."
İçerden yükselen sesler böyle...
Muhalif olanlar ve küskünlerin bu kurultaydan ne beklediğine gelince; İstanbul'da bir partili aynen şöyle diyor:
"Bugün üyelerin etkin olduğu bir parti içi demokrasi yolu açılsın, eminim dışarıda tek kişi kalmaz. CHP yönetimi bu kurultayda geçmiş kavgaları bir yana bırakarak yeni bir rüzgar estirmeli. Buna Türkiye'nin ihtiyacı var."
İster içeriden, ister dışarıdan bakılsın bu kurultayın CHP için bir dönüm noktası olacağı kesin. Aslolan ise bu noktanın ne yöne doğru olacağı.
İktidar yolunu mu açacak, yoksa mevcut yerini mi koruyacak?
Onu da bugün kurultay salonunda göreceğiz.