14 Kasım 2005'te köşenizde Antalya Milletvekilimiz Sayın Feridun Baloğlu'nun değerli düşüncelerine yer vermiş olmanızdan ziyadesiyle mutlu olduğumu, halkımızın da bu açıklamadan şüphesiz sınırsız ölçüde yararlanmış olduğunu düşünüyorum! Fakat halkımız CHP'den istifa ederek, asla bir CHP linin gitmemesi gereken yere gidenlerin, 10 ay önceki kurultayda neden Mustafa Sarıgül'ü desteklediğini sormuyor. Halkımız ve örgütümüz 'bunları listelerin tepesine kim yazdı da milletvekili yaptı' diye soruyor.
Yıllarca CHP örgütünde alın teriyle emek verip, kendisini örgütün onayına sunmak için sırasını bekleyen birçok partilimiz varken, bu örgüt önderlerini, örgüt emekçilerini ellerinin tersiyle itip, ne olduğu bilinmeyen ilişkilerle milletvekili listelerinin başına yazılanların, örgütün veya halkın vicdanından söz etmeye hakkı var mıdır? Sayın Baloğlu beni halkın vicdanına havale ettiğini söylüyor. Teşekkür ederim. Beni, en çok havale edilmek istediğim ve en torpilli olduğum yere gönderiyor.
Bu çok değerli Antalya Mensubu arkadaşımız, Antalya ilinin listesinde kendisini 6'ncı sıraya yazdırırken, Antalya örgütünün, Antalya halkının vicdanındaki yerini hiç sormuş mu? Hadi onu da geçtik. Seçildi, Antalya milletvekilimiz dedik, bağrımıza bastık, kabullendik.
Antalya'nın 103 seçim çevresinden 83'ünde seçim kaybedildiği, hatta bırakınız kaybetmeyi, 30'unda aday bile gösterilemediği zaman, sayın milletvekilinin vicdanı ne alemdeydi...
" CHP'yi ilk seçimde iktidar yapacak kadroları, şimdiden eleştirmemek gerekirmiş." Sanırız Sayın Baloğlu ya bu kurultaylarda kendini seçtirip partimizi başarısızlığa mahkum edenlerden söz ediyor. Ya da bir başka dünyada yaşıyor.
Mustafa Sarıgül