Kütahya, çini sanatının evrensel dilini oluşturan tarihi şehirlerimizden biri. Dünü bugüne taşıyan çini ustaları hala bu şehirde 600 yıllık bir geleneği yaşatmaya çalışıyor.
Böylesine dünya çapında ustalara ve nadide eserlere sahip Kütahya ne yazık ki yeteri kadar tanınmıyor. Bu ' makus talihi' yenmek için Kütahya Güzel Sanatlar Derneği hem dünyada hem de Türkiye'de yankı uyandıracak ilginç bir çabanın içinde. Bu çabalarını anlatmak için bir süre önce Kütahya Güzel Sanatlar Derneği Başkanı Akil Gür ve dünyaca ünlü 'Alopaşalı' lakaplı çini ustası İbrahim Kocaoğlu Sabah Gazetesi'ne geldiler. Ne düşündüklerini Başkan Akil Gür anlattı: "Biz 11-21 Kasım 2005 tarihleri arasında ' Kütahya'dan Sabır Çiçekleri' sloganıyla bir tanıtım haftası düzenleyeceğiz. Bu etkinliğimizi İstanbul Anadolu yakasındaki Beylerbeyi Sarayı'nda yapacağız. Amacımız tarihten bugüne akan kültürel değerlerimizi açığa çıkartmak ve paylaşmaktır." ' Zira güzellikleri paylaşmak değerlidir' diyen Akil Gür, insanlarla neyi paylaşmak istediklerini de şöyle sıralıyor: "Türkiye'nin en ünlü sanatçılarının eserlerini yakından görebilmek, doğum yatağında Anadolu'nun kadına verdiği değeri algılayabilmek, loğusa şerbetimizden içmek, hakiki elmasların Osmanlı dizaynı ile nasıl tekrar hayat bulduğunu görmek, 600 yıldır yaşatılan çini sanatının muhteşem örneklerini izlemek..." Aslında bunlar Beylerbeyi Sarayı'nda düzenlenecek etkinliklerden sadece bir kaçı. Kütahya Güzel Sanatlar Derneği belki de ilk kez vatandaşların sandıklarda sakladıkları 150-200 yıllık tarihi giysileri gün yüzüne çıkartıyor.
İlginç olacağından şüphem yok. Şimdi gelelim Akil Gür ve çini ustası İbrahim Kocaoğlu'nun özel isteklerine...
Akil Gür bu isteklerini şöyle anlattı: "Biz bu tarihi elbiseleri Kütahyalı genç mankenlere sunduracağız. Ancak sizden bir ricamız var, loğusa yatağı için Gülben Ergen'i düşünüyoruz. Çünkü onun tavrı ve eşinin kültürel değerlere bakışı bizim etkinliğimizle örtüşüyor. Acaba Gülben hanım Kütahya'nın tanıtımına bir günlük de olsa katkı sunabilir mi?" Kütahyalılar'ın bu arzusunu önce Gülben Ergen'in kaset şirketi Seyhan Müzik'in sahibi Bülent Seyhan'a ilettim. Yakın ilgi gösteren Bülent Seyhan birkaç gün sonra aradı ve etkinlikle ilgili Gülben Ergen'e bilgi verilmesini istedi.
O bilgileri de faksla geçtik. Sonra ne mi oldu? Bugüne kadar bir haber alamadım. Bundan sonra ne olur doğrusu bilemiyorum.
Ben en azından Kütahyalılar adına bu girişimde bulundum, gerisi Gülben Ergen'le Kütahyalıları ilgilendiriyor.