Türkiye'de 8.5 milyon engelli vatandaşımız var. Bunun 2 milyona yakını İstanbul'da yaşıyor. Gerçekten ciddi bir rakam. Kenti yönetenler, İstanbul'un geleceğini planlayanlar, toplumun önemli bir kesimini oluşturan engelli yurttaşlarımızı düşünüyorlar mı? Bugüne kadar istisnalar hariç, düşünülmediğini biliyoruz. Çünkü ortada engelli yurttaşlarımızın yaşayabileceği bir kent yok.
Bırakın engelli yurttaşları, engelli olmayanların bile sıkıntı içinde yaşadığı bir kent İstanbul. Ama onların derdi sadece kentler değil. Engelli yurttaşlarımızın asıl derdi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını güvence altına alabilecek bir yasanın olmayışı. Yani AB sürecine giren Türkiye'de, engelli yurttaşların yaşamını güvence altına alabilecek bir
yasa bile yok.
Peki neden derseniz? Cevabı tam da 'garip ama gerçek' diyebileceğimiz bir tavırda saklı...
Türkiye Sakatlar
Derneği Başkanı Şükrü Boyraz bakın bunu nasıl anlatıyor:
"Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın hazırladığı özürlülerle ilgili 90 maddelik yasa tasarısı, 1 yıldır hükümetin gündeminde. Ancak bakanlıklar arasında dönüp dönüp duruyor. Maliye Bakanlığı 40 maddesini '4 katrilyonluk yük getirir' diye onaylamadı. Bundan dolayı da yasanın çıkması yılan hikayesine döndü. Eğitim, sosyal güvence, iş kurma, konut yardımı gibi hiçbir imkandan yararlanamıyoruz. Hep mış'larla gidiyoruz."
Boyraz şimdi, kendi deyimiyle 'sakat insanların işi sakata gelmesin' diye işi sıkı tuttuklarını söylüyor ve ekliyor: "Biz Sakatlar Derneği olarak, Körler Federasyonu,
Ortopedik Özürlüler Federasyonu, Zihinsel Özürlüler Merkezi ile birlikte
'Yasamızı İstiyoruz' adlı bir kampanya başlattıyoruz. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Tüm
Türkiye'nin desteğini bekliyoruz."
İş bulmanın, eğitimin, sosyal yaşamın sıkıntılarla dolu olduğunu söyleyen Boyraz, İstanbul gibi bir kentte yaşamanın zorluğunu da şu sözlerle dile getiriyor: "İstanbul gibi bir yerde tekerlekli sandalyeye mahkum bir kişi, tuvalet bulamadığı için altı bağlı vaziyette sokağa çıkıyor. Bu mu çağdaş kent, bu mu insan hakları?"
Şimdi elinizi vicdanınıza koyup, niçin AB'ye girmemiz gerektiğini bir kere daha düşünün!..