Tam da 40 yıllık rüyamızın gerçekleşmesine adım attığımız gün...
Tam da bizim dünyanın gündemine oturduğumuz gün...
İstanbul, bir kez daha bildik bir sonuca 'teslim' oldu.
Yağmur sel oldu, sel sadece yoksul semtlerimizi değil, lüks semtlerimizdeki vilları da vurdu.
Trafiği kilitledi, hayatı felç etti. Ve AB sevincimiz gölgelendi. Şimdi İstanbullular olarak olanları 'sessizce' izleyecek miyiz?
Yoksa yaşadığımız kente 'sahip' mi çıkacağız?
Çünkü; İstanbul'un doğası 'artık yeter!' diyor...
Ve, yağan yağmur aslında İstanbul'un gözyaşları...
İstanbul ağlıyor.
Tahrip edilmesine... Talan edilmesine...
Kaçak yapılaştırılmasına... Betonlaştırılmasına ağlıyor... Ve İstanbul'un gözyaşları sel olup isyana dönüşüyor.
Peki 'Ey İstanbul'u yönetenler siz uyuyor musunuz?'...
Siz mi bu kenti AB kriterlerine götüreceksiniz.
Bu halk size yetki verdi, bu halk size vergisini de veriyor.
Peki daha ne bekliyorsunuz? Ya yönetin..
Ya da çekip gidin!..