Geçtiğimiz hafta Sabah'ta çok güzel bir haber vardı.
Selahattin Genli... 13 yaşındayken elektrik akımına kapılmış. İki elini ve bir ayağını kaybetmiş.
Fakat hayatı sevmekten vazgeçmemiş. Gençlik yıllarında bateri çalmayı öğrenmiş. Ve 1986'da, müzikten arta kalan zamanlarında, maket evler yapmaya başlamış. Kendi tasarımı olan özel bir aparatla... Torna makinesi bile kullanmış.
Zamanla eserlerini çeşitlendirmiş. Kaşıklık, anahtarlık gibi objeler de yapmış.
28 yılda tam 7 bin eser vermiş. 8 farklı ödül kazanmış. Sergisiyle Türkiye'yi dolaşmış. Eserlerini görenler başlangıçta onun tarafından yapıldığına inanmakta zorlanmış.
Selahattin beyin şimdilerdeki hedefi hem eserlerini hem de insanların istediklerinde neler yapabileceklerini tüm dünyaya göstermek. Yani dünyaya açılmak.
Sabah'taki Mustafa Kaya imzalı haberin başlığı anlamlıydı: Kolsuz, Bacaksız Hayata Tutundu.
Gördüğünüz gibi bazen tutunmak için iki el bile yeterli değildir. Bazen ise tutunmak için bir el bile gerekli değildir.
Mustafa Kaya'nın haberinde Selahattin Genli hakkında yapılan Kollarımdaki Yaşam adlı kısa filmden söz ediliyor ve bu filmin İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali'nde kazandığı başarı anlatılıyordu.
Bu yıl sekizincisi düzenlenen yarışmaya yurt içinden ve yurt dışından 212 film katılmış. Fikret Gökhan Fırat tarafından çekilen Kollarımdaki Yaşam yarışmaya damga vurarak birinci olmuş.
Öncelikle muhabirimizi tebrik ediyorum. Böylesine umut verici bir hikâyeyi atlamadığı, siyasi gündeme kurban etmediği için. Keşke sadece tebrik edebilseydim fakat ne yazık ki muhabirimiz ve editörleri ağır bir tenkidi de hak ediyor. Çünkü hem Selahattin beyin hem de filmin yönetmeninin adı haberde yanlış yazılmış.
Biri 'Selahattin Eğenli' olarak geçiyor; diğeri 'Hasan Ali Kılıçgün.' Diyelim ki ilk hata sehven yapıldı; ikincisi tamamen başka kişi.
İlk e-posta Selahattin beyden gelmiş:
"Mustafa KAYA beyefendiye benimle ve filmle ilgili haber yaptığı için çok teşekkür ederim. Yalnız, benim soy ismim Genli. Filmi çeken yönetmenimizin ismi de Fikret Gökhan Fırat'tır."
Filmin yönetmeni de aynı hataya dikkat çekmiş ve üzüntülerini iletmiş.
İkisi de sitemlerinde haklılar. Marifet iltifata tabidir. Ortada emek verilen iş ve işler varsa onlardan da birer ad kalmalıdır.
Muhabirlerimizin metin yazarken, editörlerimizin metin okurken yapmaları gereken işlerden ilki isimlerin, tarihlerin, sayıların ve diğer verilerin doğru olup olmadığını kontrol etmektir.
Bahusus, filmin kahramanının kendisini anlatırken kullandığı ifadeler belli ki meseleyi vuzuha kavuşturmak maksadıyla başka kaynaklardan alınmış. Bir nevi kopyalanmış ve tekrar yapılmış.
Bir eleştirim de haberin fotoğrafına. Selahattin Genli'nin bugünkü haliyle ilgisi olmayan son derece flu bir fotoğraf kullanılmış. Haber ve konu daha iyisini hak ediyor bence.
***
Bir teşekkür***
***
Bir temenni