Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Karacan, "ille de Milliyet" diyor (1)

Başımız sağolsun!.. Hikmet Bila'yı kaybettik. Hem de en verimli çağında... Bila'nın ölümü, yine genç yaşta kaybettiğimiz bir başka gazeteciyi hatırlattı bana. O'nun da seveni çoktu ama inanın sevmeyeni daha da çoktu! Medyanın ele avuca sığmayan adamıydı Ufuk Güldemir... Krizin göbeğinde, "Bağımsız medya" dedi, başkaldırdı. Bir çığır açtı. Her ne kadar sistemi yürütmede başarılı olamasa da, gazeteyi gazetecilerin yapabileceğini ispatladı. Ne yabancı ortağı vardı, ne de sahip olduğu yüksek teknoloji... Bilgisine güvendi, gazeteciye inandı. Paranın gücü her şeyi halleder demedi bile.
Bugün medya nefes alamıyor!..
Nefes borusuna ihtiyacı var.
Gazeteciler, yeni yüzyılda paranın gücüne göre pozisyon alıyor. İşte böyle bir dönemde Doğan Gazetecilik çatısı altındaki Milliyet ve Vatan satıldı. Gazeteciler, "Ali Karacan-Erdoğan Demirören" ortaklığında yeni bir yol açılacak derken iş yine kilitlendi.
Biz de Milliyet gazetesinin kurucusu ailenin üçüncü kuşağını temsil eden Ali Karacan ile tam da mahkemenin hacizi iptal ettiği gün görüştük.
Number One Grubu içi boş bir şirket mi?
- Niye boş olsun ki!.. Medya şirketlerinde markaya para verilir. Üstelik medyada rakibi yok et dönemi de çoktan bitti. Şimdi win win yani kazan kazan dönemi... Doğan Holding 321 milyon dolara Star TV'yi sattı. Sorarım size, "Star TV'nin içinde ne var?" Bina yok, makine yok, bilgisayar yok, teknoloji yok... Ama insan var insan, bir de marka... Star TV'yi alanlar elbette markaya para verdi.
Doğuş hava parası mı verdi yani?
- Tabii ki. Diyelim ki, Star'da her şey 30 milyon dolar ediyor. Sorarım size aradaki 290 milyon dolar neyin nesi? Tabii ki hava parası. Bu, Star'ın içi boş anlamına mı gelir? Doğuş, daha önce de Kral FM ve Kral TV'ye de 90 milyon dolar verdi. Açıkçası medyada en büyük değer markaya verilir. Google'un marka değeri 100 milyar dolar, kirada oturuyor, bir binası bile yok. Şimdi bu içi boş anlamına mı gelir?
Milliyet ve Vatan'da ortağınız Demirören'e, şirketiniz Number One Grubu'nu şişirilmiş bir fiyata mı sattınız?
Kim, kimden zorla bir şey alabilir. Biz, Milliyet ve Vatan'a 75 milyon dolar verdik. Markaya para verdik. Sizce bu kadar köklü bir gazete için yüksek rakam mı? Karşılığında ne aldık? Bina yok, o yok, bu yok... Bu, Milliyet'in içi boş anlamına mı gelir? Markaların sahibi olan şirketin içi boş olur mu? Konu, bilerek çarptırılıyor. Number One Grubu'nun en büyük değeri isim hakkı. Oturduk ABD'lilerle konuştuk. 41 milyon dolar değer biçtiler. Olay bu.
Bir gece ansızın Milliyet'i almaya karar vermediniz herhalde? Milliyet'i almak için kaç yıldır uğraşıyorsunuz?
- 2.5 yıldır gece gündüz almak için çabaladım...
Peki, niye Demirören'le ortak oldunuz?
- Milliyet'i almak için uğraştık. Hatta finansmanını bile farklı bir model yaratarak ayarladık. Banka kredisi ve reklamveren desteği içeren bir modeldi bu. Son anda Aydın Bey strateji değiştirdi. Vatan'ı da paketin içine koydu. İşin boyutu bir anda değişiverdi. O yüzden ortak aradım.
Biliyorsunuz, Doğan Grubu her zaman büyük paketi satmayı tercih ediyordu. Fakat vergi davalarını kazanınca, vergi affı çıkınca strateji değiştirdi. Ben de tercih edildim. Şansım burada doğdu benim.
Zafer Mutlu, yabancı bir fon ile bu pakete talip iken siz tercih edildiniz; niye?
- Bu soruyu bana değil Aydın Doğan'a sorun lütfen...
Ercüment Karacan Milliyet'in hisselerinin yüzde 25'ini Demirören'e satmıştı. Demirören'i bu yüzden mi ortak almak istediniz?
- Yoo, yoo... Babam hisselerin yüzde 75'ini Aydın Doğan'a satmış, yüzde 25'ini tutmuştu. Satıştan 3 yıl sonra yüzde 25'i elinden çıkarmaya çalışınca, Erdoğan Bey hisseleri almış. Hakkında hep olumlu düşündüğüm bir insandır.
Bir gazete arayışında olduğunu duydum, o yüzden teklif götürdüm.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA