Dünyada özgürlük adı altında başlayan çatışmalar, hep ekonomik istikrarsızlık getirdi. Ekonomik istikrarsızlığın tavan yaptığı şu günlerde her ülke 30-40 yıl sonrası için pozisyon belirlemeye çalışıyor. ABD, İsrail ve Türkiye de aynı çaba içinde. Mısır, Suriye ve Libya birer Arap ülkesi olsa da Türkiye için Ortadoğu kapısı. Bilindiği gibi Mısır'ın devrik yönetimi İsrail'le ittifak halindeydi. Gazze'ye yardım kapısını kapatmıştı. Yeni hükümet, tam tersi ablukayı kırmak için adım atıyor.
Başbakan Erdoğan'ın, başından beri Gazze'ye destek veren tavrı müttefik İsrail'le ipleri kopardı. Türkiye, bölgedeki liderlik payesini kimseye kaptırmak istemiyor.
Doğrusu da bu.
Nitekim, Arap ülkelerinin çoğu, sorunların çözümü yolunda Türkiye ile adım atmak istiyor. Yıllardır bölgenin lideri olmak için çırpınan İsrail, bu politikadan rahatsız.
ABD Dış İlişkiler Konsey Danışmanı Ray Takeyh, iki ülke arasındaki çekişmeyi, "İsrail, Körfez'in finansmanını yönetmek, büyük pazar Mısır'a mal satmak, bölgenin ticari gücünden yararlanmak istiyor" diye ortaya koyuyor.

***
Zor oyunu bozar!
Başbakan Erdoğan'ın 12 Eylül'de yapacağı Mısır ziyareti bu açıdan kritik. Başbakan, Tahrir Meydanı'nda Mısır halkına ve Müslüman dünyaya seslenip destek isteyecek. Mısır halkı ne yapsın? Kendi iradesinin yönetim biçimine yansımasını istiyor, Türkiye'nin 12 Eylül 2010'da yaptığı referanduma hayran!..
Erdoğan da "halkın iradesi" konusuna atıfta bulunacak. Bir ölçüde ABD ve İsrail güdümündeki "askeri yönetimi" reddeden bir tavır izleyecek. Eğer, bu yaklaşım doğru yönetilirse, Arap baharını bugüne kadar istediği gibi yönlendiren ABD'nin tavrı bile bozulabilir.
Mısır'ın desteğini almayı başaran bir Türkiye, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'de denklemi değiştirir. Doğu Akdeniz'de Arap- ABD- İslam ekseni yerini çoktan Yunanistan- İsrail- ABD eksenine bıraktı. İran- Türkiye- Mısır eksenine oturan bir Ortadoğu'da da petrol rejimi değişir!!!
***
Türkiye dört cephede birden kart açtı. Terörle mücadele ediyor. Suriye'yi izliyor. Doğu Akdeniz'de İsrail'le birlikte petrol arayacak olan Güney Kıbrıs takip ediliyor. Gazze'ye uygulanan ablukayı kırmak için çaba harcıyor.
Acaba bu kadar bağıra bağıra açılan kartlar diplomaside başarı getirir mi?
Bundan kimse kuşku duymamalı.
Ulusal davalarda tek yürek olmalıyız. Tek bir farkla, süreç milliyetçiliği tırmandırmamalı. Bölgesel liderlik önündeki büyük engel terör... Artık Kürt halkına karşı sert uygulamalardan vazgeçip, tıpkı AB'nin bize dayattığı demokrasi kriterleri gibi Kürtlerde Türkiye'den kriter beklemeli.