Taş bir yapının bile karakteri vardır... Bulunduğu ortamın karakteristik özelliğini taşır. Bu siyasi partiler için de böyledir... 2011 seçimleri siyasi partilerin tabandan ziyade temsilde büyük bir değişim yaşayacağını gösteriyor. Gerek AK Parti gerekse CHP, yüzde 50'lik bir tırpanlamayla listelerini yeniledi.
Ters düşünelim. Partiler, diğer anlamda üstü çizilen vekiller, geçen dönem parlamentoda bekleneni verememiş. Hem iktidar hem de ana muhalefet, anlaşıldığı kadarıyla yüzde 50 kapasiteyle çalışmış. Bununla ilgili çok çeşitli gerekçeler ileri sürüldü.
Tırpanlamanın en önemli gerekçesi ise vekillerin illerine uğramaması... Ancak bu sorun önümüzdeki dönemde özellikle CHP ve MHP açısından da çözülecek gibi görünmüyor. Çünkü iki partide de cezaevinde ama hüküm giymemiş adaylar var.
Adaylar, Yüksek Seçim Kurulu'nun kararını bekliyor.
***
Başbakan
Erdoğan parlamentoyu,
"Güncel gelişmelerle ilgili politikaların halka anlatıldığı ve bürokrasiyi yönlendirecek çözüm yeri" olarak görüyor.
Milletvekillerinin gelişmeleri halka yeterince anlatamadığını düşünüyor.
"Halka hizmet etmek için illa vekil olmaya gerek yok" diyor.
Dikkat edin, üstünü çizdiği vekiller arasında eski ve yeni bakanlar bile var. Nitekim, bir sonraki seçimlerde aday olmayacağını da ısrarla vurguluyor.
Bu operasyonlara bakarak Başbakan Erdoğan'ın istikrar adına sabırlı davrandığını görüyoruz. Zira, Devlet Bakanı
Selma Aliye Kavaf'ı milletvekili dahi yapmadı.
Ancak bundan sonra önemli olan, parti içi demokrasinin ne şekilde yürüyeceği.... Erdoğan ve Kılıçdaroğlu ısrarla,
"Tabandan gelen sese kulak verdik" diyor.
Bu seçim partilerin yarışından ziyade tabanın direkt tercihini de ortaya koyacak. Türkiye'nin dört bir yanından gelen güçlü bağımsız adaylar parti listelerini zorlayacağa benziyor.
***
Rüzgârı arkasına alan
İbrahim Tatlıses ve eski AK Partili
Zülküf İzol, Ş. Urfa'dan aday...
Doğu Perinçek İzmir'den,
Abdüllatif Şener Sivas'tan,
Tuncay Özkan, Çetin Doğan İstanbul'dan geliyor.
Öte yandan BDP'nin
Sırrı Süreyya Önder ve
Ertuğrul Kürkçü'nün de aralarında bulunduğu ünlü bağımsız adayları Türkiye'nin dört bir yanında boy gösterecek.
Ş. Urfa, çekişmelerin göbeğinde yer alıyor.
Başbakan Erdoğan bunu farketmiş olmalı ki, Devlet Bakanı
Faruk Çelik ile Ş.Urfa'ya göz kırpıyor.
"İlinizin bir bakanı olacak" demeye getiriyor.
Sebep açık.
Birbirinden güçlü, arkasında siyasi örgütü olmayan ve aşiret destekli bağımsızlar, partilerden ve İbrahim Tatlıses'ten oy çekmeye çalışacaklar.
Tabloya bakınca bağımsızların Güneydoğu'da AK Parti'yi, batıda ise CHP'yi zorlayacağı görülüyor.