Biz Türkler müthişiz! Uzun süre Kyoto'yu imzalamamak için direndik. Çaresiz geçen Şubat'ta imzayı bastık. Karbon salınımı konusunda durumumuz Aralık'ta Kopenhag'ta yapılacak yeni sözleşmeyle belli olacak. Hem ülke, hem de ülkenin tüm şirketlerine, "Pamuk eller cebe!" denilebilir.
İşimiz zor...
Ancak bazı şirketlerimiz var ki, karbon salınımı konusunda gönüllü piyasadan yararlanmak için harekete geçti. Türkiye'de pazara ilk giren şirket FutureCamp GmbH. Almanya'da zorunlu projelerde iş yapıyor. Türkiye'de, Türk ortağıyla birlikte gönüllülük esasına göre çalışıyor. Karbon kredisinde gönüllülükte "standart" önemli. Zorunlulukta ise BM'nin metodolojisi baz alınıyor.
***
Gönüllülük esasıyla çalışanlar farklı standartları kullanıyor. Uzmanlara göre, en iyi sistem Gold Standard ve Veri+.
Gold Standart'la Türkiye
9 büyük projeyi gönüllülük çerçevesinde, dünyanın en büyük broker şirketlerinden
First Climate'e karbon kredisi sattı.
Size yıllık satış listesini sunalım.
Sanko Çatalca: 60 megawatt güce sahip.
150 bin ton karbon kredisi sattı.
Murat Vargı'nın 42.5 megawatt'lık Dost Enerji'si
100 bin ton kredi sattı.
İzmirli 150 işadamının kurduğu
jeotermalden üretim yapan Ende Enerji,
7.5 megawatt gücüyle
30 bin ton karbon kredisi satmayı başardı.
Aksa'nın sahibi olduğu Balıkesir'deki Şamlı, 90 megawatt'lık rüzgâr santralinden
160 bin ton karbon kredisi sattı.
Demirer Holding'e ait İzmir'deki Mare- Manastır
94 bin ton, Sayalar
85 bin ton, Anemon İntepe ise
79 bin ton karbon kredisi sattı. Rüzgar santralleri karbon kredisiyle rüzgâr gibi esti.