Türk bankalarının en büyük özelliği ne? Çok iddialı bulabilirsiniz ama
bankalar, kadınların çağdaşlaşmasına öncülük ediyor. Yeniliği simgeliyor. Bankacılıktaki yeniliğin adı, "Çalışanı genç, şirketi yaşlı" kurumlar.
Yaşlı şirket, "dünya ölçeğinde rekabet gücünü, kurumsal kimliği ve sosyal sorumluluk projelerini" temsil ediyor. Bankalar yaşlı ekonominin temsilcisi, yeni ekonominin itici gücü. Yaşlılık, 'iyi yönetimi ve gücü' simgeliyor.
Kabuk değişimi
Hiç merak ettiniz mi?
Acaba Türkiye'de 60'ıncı yılını kutlayan kaç banka var? Kök salmış banka sayısı çok az. 2001 krizinden sonra çoğu banka kabuk değiştirdi. Bankalar, insana, sanata ve hayata daha farklı bakmayı öğrendi. Örneğin, Akbank, Rodin sergisini İstanbul'da Sabancı Müzesi'ne taşıdı.
Bu yıl 60'ıncı yılını kutlayan Garanti Bankası ise çok özel bir projeye imza atıyor. 60'ıncı yıl etkinlikleri çerçevesinde Sabancı Müzesi'nde "Cengiz Han Sergisi"ni açıyor . Serginin açılış tarihi şimdilik açıklanmıyor. Ama banka yetkilileri dünyanın en ünlü müzeleri ile görüşmeyi sürdürüyor.
Hissedar kavgası
Nereden nereye?
Türk bankacılığı, çok ortaklı bir modelle doğdu. 1944'de kurulan Yapı Kredi'yi, 1946 yılında kurulan Garanti Bankası izledi. Her iki bankanın kuruluşunda binin üzerinde ortağı vardı ve ortakların çoğu müteahhitlerden oluşuyordu.
Yapı Kredi'nin başındaki Kazım Taşkent, disiplinliydi . Otorite paylaşımını seviyordu.
Garanti Bankası'nın başındaki Cabir Selek, muhafazakârdı. Kontrolü elinde tutmaya bayılıyordu.
Bunları niye yazıyoruz? Çünkü, iki yol arkadaşı 1970'lerin ortasına kadar tatlı bir rekabetle banka kültürünü oluşturdular. Dönemin zorluğu iki bankanın yollarını ayırdı.
İş kültürleri farklılaştı.
Garanti Bankası'ndaki grev, rekabette gücünü zayıflattı. Bankanın yüzde 51 hissesini Koç Holding aldı. O yıllarda KoçSabancı rekabeti çok fazlaydı. Sabancı Holding, vakit kaybetmedi, yüzde 21 hisse toplayarak Garanti'de Koç'un karşısına dikildi.
Yıl 1976. Türk bankacılık tarihinde ilk kez "hissedarlar savaşı" başladı.
Al-Sat kültürü
Bir anda sahneye çok sessiz bir müteahhit çıktı.
Doğuş İnşaat'ın sahibi Ayhan Şahenk, durmadan şirket alıyor, şirket satıyordu. "Herşey benim olsun" diye diretmiyordu. Üstelik Yapı Kredi Bankası'nın büyük hissedarlarından biriydi . Şahenk, Türkiye'nin iki büyük grubunun banka savaşına odaklandı. Satranç oyuncusu gibi davrandı. Ve umulmadık bir anda Yapı Kredi Bankası'ndaki hisselerini Çukurova Grubu'na sattı. Çok kısa bir süre sonra Garanti Bankası'ndaki Koç Grubu hisselerini satın alınca, çaresiz kalan Sabancı Grubu yüzde 21'lik hisseyi Şahenk'e satmak zorunda kaldı.
1983 yılında Türk özel bankacılık tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Sayfa, küçük bir farkla hâlâ açık. Garanti Bankası'nın yüzde 25 hissesi artık yabancı ortakta.
Ve, "küresel rekabet" tüm hızıyla sürüyor.