İnanılır gibi değil. Bu hattı kapabilmek için 14 yıl mekik diplomasisi yaptık. Mücadele verdik. Sonunda 2000 yılında hattın temeli atıldı. 6 yılda inşaatı tamamlandı.
Bakü'den gelen Azeri petrolü Tiflis'i geçti, Ceyhan'da tanklara boşalmaya başladı. Yılda 50 milyon ton petrol taşıyacak 'Bakü-Tiflis-Ceyhan' petrol boru hattı Akdeniz'e ulaştı. Yakında bu hatta Kazak petrolü akacak, boru hattı dünya için önemli bir çekim merkezi olacak.
Ekonomik değil stratejik
Fakat bizde bir sorun var. Biz Türkler, çok tuhafız. Yaptığımız işi, işin önemini, bırakın başka ülkelere, kendi kamuoyumuza bile anlatmakta güçlük çekiyoruz.
Türkiye, 'Bakü-Tiflis-Ceyhan' petrol boru hattını kendi halkına anlatamadı.
Hoş, bu konuda en çok konuşması gereken kişi, hiç kuşku yok ki, işin mimarı eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. O, bile susuyor, konuşmuyor. Şaşırıyoruz.
Diyeceksiniz ki; 'Bakü-Tiflis-Ceyhan' petrol boru hattı, transit ticaretten ilk 6 yılda 40 milyon dolar gelir sağlayacak. 50 milyon ton petrol aktığında Türkiye, transit ticaretten 300 milyon dolar kazanacak. Bu işe bu kadar takılmaya gerek var mı?'
Yoo, yo. Bu iş öyle basit değil.
Çünkü Bakü-Tiflis-Ceyhan, " daha az ekonomik, daha çok stratejik" bir proje. Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC), petrol boru hattı, Karadeniz'de tanker trafiğinin güvenliği ile enerji arz güvenliğini sağlıyor.
Sözün özü, BTC sayesinde Türkiye, enerji üssü oluyor.
BTC sadece başlangıç.
Elimiz güçlenecek
Bilindiği gibi İstanbul Boğazı'ndan tankerlerle yılda 150 milyon ton petrol taşınıyor. 2010 yılında 200 milyon ton petrol taşınacak. Bu durum boğaz güvenliği açısından tehlike arzediyor. BTC bu yükü hafifletmeye hazırlanıyor.
Sonuçta Ceyhan terminale dönüşecek; çünkü BTC petrol boru hattı 50 milyon ton, Kerkük-Yumurtalık, şu an verimli çalışmıyor ama, 70 milyon ton petrol taşıma kapasitesine sahip. Eğer Irak'ta Kerkük'ün durumu netleşir, Irak sorunu çözüme kavuşabilirse,
2010 yılında dünya ticaretinin yüzde 15'i Türkiye üzerinden geçecek.
Az şey mi?
Kim, ne derse desin, Türkiye'nin stratejik önemi daha da artacak. Üstelik AB ile çözüm ortaklığında çok güçlü konuma kavuşacağız.
Güney Kafkasya kartı
Çünkü 2007 yılında Azeri gazı, Güney Kafkasya ya da diğer adıyla Şah Denizi projesi devreye girecek.
6.7 milyar metreküp gaz Türkiye üzerinden AB ülkelerine gidecek.
AB üyesi ülkeler 200 milyar metreküp gaz ithal ediyor. İthalat, 2030 yılında 640 milyar metreküpe çıkacak. AB ülkeleri, gazı Rusya'dan alıyor. Cezayir ve Norveç'ten az ithalat yapıyorlar. O yüzden AB'de en hararetli tartışmalar, "enerji birliği ve enerjide arz güvenliği" konusunda yapılıyor.
Fizibilite finansmanı AB fonlarından sağlanan Nabucco, AB'nin "olmazsa olmaz" konusu. Türkiye, Bulgaristan, Macaristan, Avusturya ve Romanya bu projenin partnerleri.
Ancak Nabucco'da Türkiye'nin ayrıcalığı var.
Çünkü hat Türkiye üzerinden geçecek. Gaz, Ortadoğu ve Hazar'dan alınacak. Gerekirse İran da devreye sokulacak.
ABD-İran ilişkisi, Türkiye'nin İran hakkında başlattığı tahkim çok önemli.
Ama tam da bu noktada ASAM Genel Koordinatörü Necdet Pamir'in "boru hatları istikrar demek. Bir o kadar da teröre karşı risk demek" sözünü anımsatalım.
Ne olursa olsun, boru hatları güç demek.
Yazık!
Gücümüzün farkında değiliz.