AB sürecinde tarımda üç dosya ile yola çıkıldı. Kırsal Kalkınma. Gıda Güvenliği. Balıkçılık.
Üç dosyanın da bir özelliği var. 35 milyon kişiyi ilgilendiriyor. Bu yüzden başta taşra olmak üzere, parti genel başkanları da, yarı kamusal nitelikli meslek birlikleri de tarım sektörüne kayıtsız kalamıyor.
Çünkü siyasetçi için tarım sektörü hala "oy deposu." Siyasetçi hâlâ bu alışkanlığını değiştirmeye yanaşmıyor. Çiftçiye şov yapmaya bayılıyor.
Üzüntü verici. İki yıldır tarım istatistiklerinin açıklanmadığı, tarım envanterinin olmadığı Türkiye'de tarım ile ilgili veriler birbirini tutmuyor. O yüzden herkes tarımı kendine göre değerlendirmeye çalışıyor.
3 temel sorun
Zaten Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) düzenlediği, "Türkiye-AB entegrasyonunda tarım" konulu iki günlük toplantı bu değişimi gösteriyor.
Ziraat Odaları Birliği, geçmişten ders çıkarmış, politika yapmıyor, AB'ye odaklanıyor. 705 Ziraat Odası Başkanı'nın son ana kadar bu toplantıyı izlemeleri de bunun en iyi örneği. Ödenemeyen elektrik borçları, ödenemeyen traktör kredi borçları nedeniyle gelen hacizler bile üreticileri durdurmuyor. Onlar ürün birliklerine odaklanmış, pazarlamayı konuşuyor.
Az şey mi?
Gerçekten Türk tarımının üç temel sorunu var.
* Öncelikle tarım nüfusu çok fazla.
* Ekilebilir araziler çok parçalanmış. Türk üreticisi "küçük olsun benim olsun" diyor.
* Ve, ister istemez üretimde verim çok düşük kalıyor.
Türkiye, bu tabloyu değiştirmeye çalışıyor.
"Kayıtlı olmak" güzel
Değişimi, en güzel, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ifade ediyor;
"Türkiye, AB üyelerinin tamamını besleyecebilecek bir tarımsal potansiyele sahip. Yeter ki, teknoloji kullanımı artsın. Köylülükle çiftçilik ayırt edilsin. Tarım, siyasetin ilgi alanı olmaktan çıksın. Tarımda popülist yaklaşım başka hiçbir alandakine benzemez. Belirlenen üretim skalası bozulmasın. Oy ve gelecek kaygısı ile çiftçi gerçeklerden uzaklaştırılmasın."
Doğru söze ne denir?
Ancak Türkiye tarımda devrimi nasıl yapacak? Tarladan sofraya kayıtlı sisteme geçilecek. Devletin ve AB'nin desteklerinden kayıtlı olanlar faydalanabilecek.
Üretim, faizi solladı
Tarımda katma değer artacak.
Türkiye İhrac atçılar Birliği (TİM), bu ayın ihracat verilerini açıkladı. Çarpıcı olan tarım ihracatının öne çıkıyor olması. Örneğin, son 12 ayda hububat ve bakliyat ürünleri ihracatımız yüzde 35, fındık ihracatımız yüzde 47 artmış. Kayıtlı olmanın gücü bu.
Ama ilginç bir durum daha var. Tarım sektörünün yaptığı toplam üretim 2000 yılından bu yana ilk kez, kamu faiz ödemelerinin üzerine çıkmış durumda. Türkiye, 2005 yılında 54 milyar YTL tarım üretimi yaptı. Ve 46 milyar YTL'lik kamu faiz ödemesinin önüne geçti. Devrim bu galiba.