Mali disiplin kararlılığı, beraberinde faiz ve enflasyonda gerilemeyi getirmekte gecikmedi. Devamı; bizim tutumumuzla şekillenecek.
Ya "enflasyonla topyekûn mücadele" sürecinden uzaklaşacak ve bu sayede zıplayan kurun etiketlere yapışkanlığınla yaşayacağız.
Ya da Yeni Ekonomik Program'ın 3 bacağı 1-dengelenme, 2-disiplin ve 3-değişim sürecinde yavaşlayan büyüme sürecinde topyekûn disiplin ile şu enflasyon belasını yeniden tek haneye indirebileceğiz.
Dün Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak; enflasyonda tutturulan YEP hedeflerinden söz ederek; "2019'u hedefin altında tamamlar" diyordu.
Hedefin tutması hatta altında kalması, disipline katılımla yerleşecek güvenden gelecek.
Bu yılın, herkesin ve her kesimin işini, hakkıyla yapması gereken bir yıl olacağını söyleyip duruyorum. Gerekçem, küresel risklerin daha yoğun yağacağı bir ülke olacağımızdır.
Güneyimizdeki çatışma riski, güvenli koridor süreci, PKK terörü, PYD/YPG mücadelesi ve daha niceleri... Yetmezmiş gibi ABD-ÇİN ticaret savaşının giderek şiddetleneceğine yönelik işaretler, 2019'de bütün süreçleri çok hassas yönetmemiz gerektiğini ortaya koyuyor.
Öncelikle bakılması gereken, kendi içimizdir; kendi iş, ilişki, iletişim ve bilgi süreçlerimizi gözden geçirmek olmalıdır. Değer üretmeyen süreçleri tespit ve ayıklama, başlı başına verimlilik adımı olacağından kur, faiz, döviz riskine karşı şirkete, kuruma fazladan koruma sağlayacaktır.
Avrupa Birliği'nin içinde bulunduğu sorunlar, en büyük pazarımız olması açısından bizi yakından ilgilendiriyor. Her ne kadar 2009'daki Küresel Kriz'in Avrupa dalgasında, ihracatımızda "eksen kaymasını" keşfedip Pazar çeşitlendirmiş olsak ta bunu 10 yıl sonra yeniden gözden geçirmek gerekebilir.
Disiplin kavramının zor tarafı, onu sürgit korumanın devamlı gayret gerektirmesidir. Artık işe yaramayan ezberleri gözden geçirmek için bunda güzel mevsim olabilir mi? Artık eskimiş pazar, üretim, satış süreçlerini yeni baştan düşünmenin tam zamanıdır. Topyekûn disiplinin nimetlerini ancak böyle toplayabiliriz.