Kuzeyden güneye, doğudan batıya dünyanın ortasında olmak ve dar gövdeli uçaklarla gezegenin üçte birine, geniş gövdelilerle gezegenin her yerine ulaşacak noktada olmak...
Türkiye'nin yıldızını baht dönencesine taşıyan kader denk noktasını ıskalamadık.
Biz de öyle yaptık, dün dünyanın en büyük havalimanını muhteşem bir törenle Cumhuriyet'in 95'inci yılında açtık, bayramı burada kutladık, gururlandık. Tüm dünyaya "dün yapmıştık, bugün de yaptık, yarın da yapacağız" dedik.
Burası bir havalimanından çok daha fazlası... Öncelikle nicelik itibarıyla en büyüğü, teknoloji itibarıyla en ilerisi, güvenlik itibarıyla en gelişmişi...
Yetmiyor, dünyanın yeni kavşak yeri olarak hava taşımacılığının belirleyicisi, ekonominin lig atlamaya yönelik kırılımı...
Ne mi demek istiyorum? Çok sade anlatımla; mega projeleri ve karmaşık yapıları üretme kabiliyetimizi küreye göstererek, yarının dünyasını inşa edeceklerin kısa listesine adımızı yazdırıyoruz. Buna hakkımız da var zira geliştirdiğimiz yetkinlik, sıradan bir şey değil.
Açılışta kürsüde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan var. Davetli devlet ve hükümet başkanlarına İstanbul'u anlatıyor:
"Bir sengine yekpare acem mülkü fedadır" diyor. Böylesi bir pırlantanın ülkenin itibarına katacağı değeri İstanbul üzerinden vurguluyor ve adını da İstanbul Havaalanı koyuyor.
Adı da bahtı da İstanbul gibi olsun diyoruz. Zira dünyada 100 yıldan yaşlı 1000 kadim kent, 1000 yıldan yaşlı 100 kadim kent var ve İstanbul daima ilk 10'da olagelmiştir. Bugün bu eserle vardığımız nokta, ilk 10 içinde tırmanmamıza, havalimanı özelinde dünya birincisi olmaya varmış buluyor.
Jeopolitik katkısı, fazla konuşulmasa da faydasını yılların gerisinden göreceğimiz bir kırılmayı da beraberinde getirecek.
Burası dünyanın orta yeri ise buna uygun ekonomik açılımlara, siyasi kazanımlara da hazırlık yapmalıyız.
Dünyanın en fazla yerine uçan bayrak taşıyıcı havayolunun THY olması, gurur vesilemiz. Ama yetmez... İGA'nın 42 ayda rekor inşa başarısı ve bunun sağlayacağı yeni ekonomik açılımlar...
Misal henüz lojistikteki lokasyon avantajımızı kullanmamış isek buna uygun girişimleri de geliştirmeliyiz.
Gezegenin fuar ve kongre merkezi olma yolunda Atatürk Havalimanı'nı kullanacak olmamız, İstanbul Havalimanı'nın sunacağı avantajlar ile yürüyecektir. Hal böyle olunca burasını bir havalimanı olarak, bir hub (kavşak) olarak nitelemenin ötesine geçiyor ve diyoruz ki; "en büyüğünü yaptık, yine yaparız."