Kötü müttefik bizi sektör sahibi yaptı ya... Şimdi bu alandaki atılımlar peş peşe geliyor. Dün BMC ile Türk Metal'in toplu sözleşmesi imza töreninde 1 milyar $ cirolardan, 3 yıl içinde 5 milyar $ satışlardan söz eder olduk.
Mehmetçik cephede Kirpi aracını beklerken işçi ve işverenin fedakârlığıyla imzalanan sözleşme 2 bin 200 kişiyi kapsıyor ve amaç tek; yerli ve milli üretim... BMC fabrika işçilerinin canlı yayından izleyip alkışladığı anlaşma için Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak "yılın en iyi toplu iş sözleşmesi" diyor.
BMC İcra Kurulu Başkanı Ethem Sancak, 36 ayda yüzde 100 yerli motor ve zırhlı envanter üreteceklerini söylüyor: "Muazzam markalar ve yeni sürprizler yolda." Bu amaçla 15 Nisan'da Karasu'daki savunma sanayii dev yeni fabrikasının temeli atılacak.
Burada benim üzerinde durmak istediğim konu, yerlilik oranından ziyade millilik oranıdır. Zira karmaşık süreçlerde bazen %100 yerli olamayabilir. 1 fincan süt için inek beslenmesi, ekonomik olmayabilir.
Fakat kritik malzeme ve ileri teknolojide bizler kesinlikle yerli ve milli olmak zorundayız. Misal yerli otomobilin 5 babayiğidinden biri olan BMC'nin pil gibi kritik alanlarda gayreti gerekir.
Yetmiyor, Kirpi'nin motorundan zırhına dek "ambargoya konu olabilecek" alanlarda mutlaka "yönetimi, ihracatı, tasarım ve pazarlaması" bizim elimizde olacak savunma sanayii ürünlerimiz olmalı... Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz. Elin gıdasıyla doyulmaz elin silahıyla ülke savunulmaz.
3 yılda 5 milyar $'lık ciro, mümkün mü? Bence mümkün. Hatta 2023 için koyduğumuz 25 milyar $'lık savunma sanayii sektörü hedefini de aşacağımız kesin. Yeter ki olabildiğince yerli fakat mutlaka milli üretim ilkesinden şaşmayalım.