Zeytin Dalı harekâtında yanlış tarafta duran ABD, Türkiye'nin Afrin hızını kesmek için çok farklı algı operasyonları düzenlemeye başladı. Sivillere saldırı, kimyasal silah kullanımı gibi iftiralar tutmayınca, asker rehin alıp pazarlık yaptığımız yalanı, Mehmetçik'in yavaş ilerleyişini ordumuzun güç zaafına bağlama gibi dezenformasyonlar… Hiç biri işe yaramadı ve Afrin'de sivil hassasiyetlerinin gerektirdiği hızla ilerliyoruz. Biliyoruz ki biz Afrin'e girmez, Münbiç'e ilerlemez, Fırat'ın doğusunda Irak sınırına dek teröristleri temizlemez isek PKK-PYD-ABD terör ortaklığı, Hatay'a girecektir.
Bölgede bunlar yaşanırken Trump'un bütün dünya ticaretini ateşe atarcasına çelik ve alüminyum üzerinden ticaret savaşı başlatması, başka bir olguyu gündeme getiriyor. O da dünyanın bu kötü jandarması yüzünden tedirgin olanların aklına, Türkiye'nin Kudüs çıkışı geliyor.
Kısaca; ABD'nin her tedirgin edici adımında, jeopolitik önemimiz biraz daha artıyor. Yalnızca 4 milyarın kıblesi Kudüs'ü Trump'un İsrail şerrinden korumakla kalmayıp "başka bir dünya mümkün" umudu yeşertiyor olmamız söz konusu… Dilediği ürüne vergi koyabilen, Suudilere 480 milyar $'lık silah satabilen, Katar'a teslim etmediği uçaklardan 12 milyar $ kesen, ali kıran baş kesen ABD'ye karşı çıkabilen kim?
Trump mustaribi pek çok ulus, öfkelerini frenleyip sadece "söylenirken" Türkiye, açık ve net itirazını "söyleyen" bir ülke durumunda… Bu net tutum, uluslararası siyasette Türkiye'nin ağırlığını artırıyor, yeni ittifakların da psikolojik zeminini hazırlıyor.
Dünyanın 5'te büyük olduğunu ilk seslendiren biz olduk. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kudüs oylamasında dünyanın sadece 5'ten değil, dolardan da büyük olduğunu ilan etti. Küresel güce "kral çıplak" diyen Türkiye'ye içeriden dışardan her türlü araçla saldırıyor olmalarının ardında yatan, güç dengesini değiştirme misyonumuzdur.