Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizi vururlarsa sert karşılık veririz diyenlerin ömürlerinde hiç Osmanlı tokadı yememiş oldukları da çok açık" dedi ve gündeme bu atalarımıza ait yakın dövüş tekniği oturuverdi.
Erdoğan devamla, "Türkiye'yi canlarının istediği gibi girip çıktıkları, her türlü hoyratlığı yapıp hesap vermedikleri yerlerle karıştırıyorlarsa çok yakında öyle olmadığını da göreceklerdir" dedi.
Peki, nedir bu Osmanlı tokadı? Bu efsane olmuş teknik, belki de gelmiş geçmiş en ölümcül dövüş sanatlarından biri... Ancak bunun yeri, zamanı ve raconu vardır.
Osmanlı kültüründe bir kavga esnasında karşı tarafa yumrukla saldırmak hoş karşılanmaz, ilk saldıran ayıplanırdı. Tıpkı, yatağan kılıcı olanların dövüşlerinde hasmını aşağılamak için kılıcın kesmez yanıyla saldırmaları gibi...
Osmanlı tokadı, yeri ve zamanı geldiğinde kavgadaki taraflarca kuralları ile kullanılırdı. Kavgada büyük olan, karşısındakini sesi ile etraflıca duyulan şiddetli bir tokatla uyarır ve bu durum genellikle kavganın son bulmasına yeterdi.
Osmanlı ordusunda bu tokat, savaşlarda birebir ve yüz yüze yapılan mücadele esnasındaki sık sık yaşanan silahın elden düşmesi veya kırılması durumunda kullanılırdı. Ön safta savaşan Azap askerleri tarafından, yıllarca mermer üzerinde geliştirilen bu teknikle düşmanın beyni dağıtılabilirdi.
Bugün Afrin'de sözde müttefikimiz ABD, Mehmetçik'in teröre yönelttiği namlunun yanlış tarafında, PKK-PYD ile yan yana duruyor. PKK- PYD- ABD terör ortaklığı mensupları, diledikleri gibi girip çıktıkları, ortalığı karıştırdıkları yerler ile Mehmetçik'in görev alanını karıştırmışa benziyor.
Ancak Osmanlı tokadı, bu son derece yanlış kanaatlerini kökten değiştirecektir. Görünen o ki Afrin'de Münbiç'te tadacaklar tokadımızı...