Rekabetin, ülkeler arasından şehirlere doğru kaydığı dünyada, savaşların cephesi de değişti. Değişmekle kalmadı, çeşitlendi, yeni biçim kazandı. Misal korumacılık, rezerv para, teknoloji, finansın kontrolü, sanal dünya ve şimdi de dijital ambargo...
Bu post modern savaşların en güvenli yeri, eski dünyanın sıcak savaş cephesi olacak zira risk artık her yerde ve top tüfek namlusundan daha tahripkâr alanlar oluştu.
Dün Sabah'ın ortaya çıkardığı, iş yazılımı SAP üzerinden "İran ambargosu" Türkiye'de yazılım sektörünün yapa geldiği hataları da göz önüne getirdi. Yıllarca yerli yazılımı dışlayıp yabancı yazılım markalarına kendini teslim etmenin muhtemel risklerini tartışır olduk.
Kaldı ki bu sadece bizim değil, SAP, Microsoft, Twitter, Apple gibi teknoloji tekellerinin ürünlerini kullanan bütün uluslar için zafiyet oluşturuyor. Trump ile başlayan "İran'la iş yapanı yaşatmayın" çağrısına uyan bu şirketler iş dünyasını "dijital ambargo" kâbusuna gömdü.
Son iki örnek; Twitter'dan Rus Medya ajanslarına reklam yasağı geldi. Twitter, ABD gizli servislerinin tahminleri ve seçimlerdeki manipülasyon iddiaları üzerine iki Rus medya kuruluşunun haberlerine reklam vermesini engelledi.
Apple ise ABD hükümeti tarafından İran'a uygulanan yaptırımlar nedeniyle İran merkezli çok sayıda popüler uygulamayı mağazalarından kaldırdı.
Peki, bu yeni nesil ambargo bizi etkiler mi? Tabii ki etkiler ama 2 farklı yönde... Öncelikle yerli yazılımcıyı desteklemeyip işletmesine SAP'ın her şeyini saplayanların, bugün İran yarın başka bir gerekçeyle gelebilecek ambargo ile kayıpları büyük olacak. Yerliye dönüş, sanıldığı kadar kolay olamayabilir.
İkincisi ise bence iyi haber; bir musibet bin nasihatten evlâdır kuralı gereği, Trump'un "İran'la iş yapanı yaşatmayın" tehdidine karşı tedbir geliştirenlerin, yerli yazılımı tercih edeceği gerçeğidir.
Biliyoruz ki her ambargo bize maliyet yüklese de sonrasında sektör kazandırmıştır. Kıbrıs ambargosu ile başlayan süreçte savunma sanayisinin tohumları atıldı, kötü müttefiklerimiz sayesinde şimdi yükselen sektörümüz var.
Aynı süreçte yerli yazılımcıları tercih ederek, bizimkilerin ürünlerini geliştirecek, küresel rakipleriyle rekabet edecek düzeye taşıyacağız.
Netice, kamu bilişimcileri ile özel satınalmacıların kapıdan kovdukları yerlileri bu kez kapılarında karşılayacaklar.