Ekonomisi küresel sistemle bütünleşik bir ülkede para ve sermaye hareketlerine sınırlama olur mu? Kesinlikle olmaz, olamaz. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan dün bunun altını bir kez daha çizdi ve "isteyen herkes parasını yurtdışına çıkarabilir. Yatırım için yurtdışına kaynak götürene asla bir sözümüz olamaz."
Peki, mal varlıklarını başka ülkelere kaçırmaya çalışanlara dair Cumhurbaşkanı'nın aldığı sinyaller? Bu konuya açıklık getiriyor: "FETÖ, PKK gibi terör örgütleriyle irtibatlı oldukları için paralarıyla beraber bu ülkedeki kaynakları yurtdışına çıkaran zaten haindir, bunu söylüyorum."
Kambiyo rejiminin serbest olduğu 1989'dan bu yana isteyen herkes yurtdışına parasını çıkarma hak ve imkânına sahip. Nitekim global finans sisteminin aktif katılımcısı olarak Türkiye, borsası, yatırımcısı ile küresel oyuncu durumunda...
Fakat FETÖ ve PKK ilişkili veya bu terör örgütlerinin fon sağlayıcısı durumundaki para hareketliliğine karşı, duyarlı duruşumuz da var. Tıpkı ulusal güvenliğine tehdit oluşturanları sıkıca takip eden diğer büyük ülkeler gibi.
Hal böyle iken özellikle ekonomimize yönelik saldırıların arttığı dönemlerde, algı operasyonları neticesinde ürkütülen bir kısım işadamımızın servetini (gelirini demiyorum) yurtdışına çıkardığı da bir gerçek...
Türk Ticaret Kanunu'na göre sermayedarların şirketten para çekmesi serbesttir. İşinin hakkını veren, kazandığıyla işini büyüten ve ekonomiye can veren işadamlarımızı özenle ayrı tutarak... Milli duruşunu kaybetmiş, "ne olur ne olmaz" kaygısıyla, şirketlerden çekilen parayı kolayca yurtdışına çıkaranlarımız var.
Bu sayede yurtdışında oluşturulan fonlar, daha sonra şirketlere borç olarak veriliyor. Cepten cebe kredi (back to back) dediğimiz bu mekanizma da şirket öz varlığını azaltıyor. Böylece borçlu şirket vergi de ödemiyor. Dolayısıyla hem kurumsal hem de kamu tasarrufları olduğundan düşük görünüyor.
Tam da bu yüzden Türkiye kendi ekonomisinde oluşturduğu değerden elde edilen tasarrufları tekrar yurtdışından borçlanmak zorunda kalıyor. Kısacası, bu nedenle cari açık artıyor, paranın fiyatı yukarı itiliyor, milli duruşunu kaybetmişler, hem faizden hem de vergiden kazanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü çağrısı çok net: "Diğer saldırılar yanı sıra ekonominin baskılandığı şu dönemde işadamlarımızın yerli ve milli duruş sergilemeleri gerektiği..." Ve devamında, "işadamlarımız şayet bu dönemde Türkiye ekonomisine sahip çıkmayacaksa, soruyorum ne zaman çıkacaklar?"