Önümüzdeki yıl nisan ayı ihracatçı birlikleri seçimleriyle geçecek.
Neticesinde belirlenecek delegeler, haziranda Türkiye İhracatçılar Meclisi başkan ve yönetimini seçecek... Kural şu:
İhracatçı birlikleri başkanı 4 yıllığına ve en çok 2 dönem, toplamda 8 yıl görev yapabilir.
Türkiye'de 60 ihracatçı birliği ve 60 başkanı var. Yeni dönemde bunların 41'i yenilenecek. Zira 4 artı 4 üzerinden 2 dönemde 8 yıl başkanlık yaptılar. Bu, TİM başkanı Mehmet Büyükekşi için de geçerli. Üstelik bu kuralı bizzat mevcut başkan getirdi.
Fakat sorun şu ki başkanlığın tadını alanlar, bu 4 artı 4 kuralının esnemesini, hiç değilse bir dönem daha başkanlık yolunun açılmasını istediler.
Mahkemeye başvurup bunun yasal zemini için gayret ettiler.
Ancak Anayasa Mahkemesi başvuruyu neticelendirdi, 4 artı 4 kesin hale geldi.
Uzatılmış başkanlık hevesi de sayıları 10 civarındaki birlik başkanın kursağında kaldı.
Benim ilgimi çeken, her biri mikro iktidar alanı haline gelen ihracatçı birliklerinde, üstelik en tepedeki kişinin kendi başkanlığının önünü kesmiş olmasıdır.
Gerekçesi pek çok oda ve birlik başkanına ilham verebilir: "Tüm başkanlar kendi özel işlerinden ve ailelerinden feragat ederek bu hizmeti yürütürler. Ancak bunun bir mesleğe dönüşmemesi gerekiyor." Diğer taraftan yeni fikirlerin yönetime gelmesine, yeni arkadaşlarımızın göreve gelmesine olanak tanımamız gerekiyor. Bütün bu çerçeve içinde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı, beklentimizle uyumlu ve müspet bir gelişmedir.
4 artı 4, kurumsallaşma sürecini tamamlamış, yönetişim kalitesi olan özel sektör tarafından kullanılan bir yöntemdir. 2 dönem (8 yıl) içinde zaten başkan, eteğindeki taşları dökmüş olmalıdır ve zamanın ruhuyla değişen yeni şartlara daha çabuk adapte olacak farklı zihinler iş başına gelmelidir.
Büyükekşi, itiraz etmese, TİM başkanlığına yeniden aday olabilirdi. Ama o, kurala (4 artı 4) uymayı tercih etti. Bu tutumun pek çok STK ve kurum için ilham verici olmasını dilerim.