Türk Standartları Enstitüsü'nün (TSE) imalatta kuralları değiştiren yeni yönetmeliği ile 50 bin işletmenin üretime ara vermesinin yankıları sürüyor. 750 bin mavi yakalıyı ilgilendiren bu çomağı, üretim çarkına kimin soktuğu, büyük bir muamma...
Başkan Sebahittin Korkmaz ile dünkü "TSE çarkları durdurdu" manşetimiz üzerine, bulunduğu Kazakistan'da konuştuk. Söylediği şu: "Biz bakanlığın çıkardığı yönetmeliğin getirdiği zorunlulukları denetleyen ve uygulayanız."
Doğrudur, TSE Sanayi Bakanlığı, 26 Ekim'de Araçların İmal, Tadil ve Montajı (AİTM) hakkındaki yönetmeliğini çıkarmış ve 6 ay süre vererek 26 Nisan'da devreye almış.
TSE de bunu uygulayınca, damperliye kilit vurmayan, otomotiv yan sanayisinde 3.5 mt'lik tavanı 4.5 mt'ye, alanı da 150 m2'ye çıkarmayanlar üretimden el çektirilmiş. Havalimanı inşaatında dahi 400 kamyonu park yerine çektiren uygulama ile üretimin çarkına çomak sokulmuş oldu.
TSE'nin dün gönderdiği yazılı açıklamadan, üretime çomak sokanın sadece bürokrasi değil, kamyoncusundan yaptırımlara direnenine dek pek çok kişi, kurum ve katmanın olduğunu, verilen sürede yan gelip yatıldığını anlıyoruz.
Türkiye, üretimin kalitesinden işyeri güvenliğine dek her alanda daha ileri standartlara ulaşmak zorundadır. Burada hemfikiriz. Ancak ekonomide baharın yeni yeni filizlendirdiği üretimin, canlanan piyasanın TSE yaptırımlarıyla frenlenmesini anlamak mümkün değil.
Yönetmeliği Bakanlık çıkarsa da tasarımının TSE'den geldiği aşikârdır. Hayata geçirilme süreci iyi düşünülmemiş her uygulamada olduğu gibi, sektörün buna direnç göstereceği hatta engellemek için lobi yapacağı da düşünülmeliydi.
Beni ilgilendiren, büyümeyi ivmelendirmeye böylesine ihtiyaç duyduğumuz dönemde 50 bin işletmenin avare hale getirilmesidir ki bunun hesabını birileri vermeli... Bu çarka çomak sokanlar ortaya çıkarılmalı. Aksi halde KOSGEB'in KOBİ kredilerindeki çuvallaması gibi sonuçlar kaçınılmaz olur.