Anayasa değişikliği sürecinde Türkiye, siyasi kültür değişiminin de eşiğinde bulunuyor. Demokrasinin vazgeçilmezi sayılan halkın iradesi varmış gibi yapa gelen siyasi geçmişimiz, referandum ile başlayacak süreçte milleti, devlet yönetiminin odağına koyuyor.
Önceki gece aHaber'de Kadraj programında Zeynep Bayramoğlu, anayasa değişikliğinin sosyal, siyasi ve ekonomik neticelerini sormuş, Burhan Kuzu ve Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu ile birlikte, veriler, tablolar üzerinden farklılıkları tartışmıştık.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum da Sabah'tan İsa Tatlıcan'a bu kültür değişimini detaylandırdı. Zihinlerde oluşan soruları cevaplayarak, hangi ihtiyaçların bu değişimi zorunlu kıldığından, zamanlamasına dek yeni yapıyı 360 derece irdeledi.
Kampanya sürecinde zihinleri en fazla meşgul eden soru, "Halk bu konuyu bilmiyor, aceleye geldi" üzerinden şekilleniyor. Oysa 55 yıldır anayasa tartışmasının içindeyiz ve 1982 Anayasası ile gelen vesayet kurumlarının, çok başlılık dâhil ülkeye oluşturduğu hız tümseklerini tamamen aşmış değiliz.
Nitekim 15 Temmuz'da FETÖ haydutları, bu parlamenter görünümlü vesayet sisteminin gediklerinden sızarak ülkeyi işgal girişiminde bulundular. Yeni sürecin demokrasiye, siyasete getireceği faydaların yanı sıra beni umutlandıran boyutu, bürokrasiye hız kazandırma vaadidir.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde üst düzey bürokrasinin siyasi liderle birlikte değişecek olması, bürokratik oligarşiye karşı kazanılmış en büyük zafer olacak gibime geliyor. Son hükümet kararlarında dahi, bunları uygularken "yasaların ardına saklanıp" hiçbir risk almayan ve haliyle kılını kıpırdatmayan bürokrat modeli yok olacak.
Parlamenter görünümlü vesayetin getirdiği çok başlılık içinde, kendini daima var kılan bürokrat, bu vesayetlerden devşirdiği güç ile Türkiye'nin önünü tıkamakla kalmıyor, her türlü ekonomik atılımın hız tümseği gibi davranıyor.
Referandumun "evet" neticesi, bütün güçlü liderlere ayak bağı olan bürokrasiyi hızlandırmak yolunda bir "başlangıç" oluşturacak. İzleyen zamanda devreye girecek bir dizi değişiklik sayesinde, büyümeyi, projeleri, liderin adımlarını yavaşlatanlar, 657'nin koruma kalkanı ardına sığınamayacak.
Çok direksiyonlu yapının teke indirilmesi, bu açıdan kritik öneme sahip. Zira Türkiye, 2023 hedeflerinden vazgeçmiş değil. Şimdi yapılan, bu hedeflere uygun vitese geçmek diye tanımlanabilir.